Examples of using "Laissait" in a sentence and their turkish translations:
O, her şeyi şansa bıraktı.
Mutfaktaki pastırma sırasında e önde olmak için
Sabıkalı rehinelerin gitmesine izin vermedi.
Hava güzel olduğu zaman, Tom her zaman pencerelerini açık bıraktı.
O, pencereyi açık bıraktı.
Onun yapmayı düşündüğü şey açıktı.
Babası onun arkadaşları ile kasabaya gitmesine asla izin vermedi.