Examples of using "Qu'il" in a sentence and their turkish translations:
zayıflatan bir hastalıkla uğraşarak geçirmişti.
Lütfen o dönünceye kadar bekle.
Ne olursa olsun, gideceğim.
O onun kendini sevdiğini söylemesini istedi.
Onun gelebilmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum.
O, onun hesabı ödeyeceğini söylemesini istedi.
Onlar onun yalan söylediği sonucuna vardılar.
O yağışlı olacağından korktuğunu söyledi.
Ne olursa olsun orada olacağım.
Onun bana yardım etmesini bekliyorum.
Ne olmasını bekliyordun?
- Olacağını söylediği şey oldu.
- Ne söylediyse oldu.
Onun çalıştığını umut ediyoruz.
Onun burada olmamasının tuhaf olduğunu düşünmüyor musun?
Yapacağına inanıyor
Ne kadar soğuk!
Onun geleceğini umuyorum.
Onun gelmesini bekliyorum.
Ne olursa olsun.
Onun bana yardımcı olacağını umuyorum.
Kar yağdığını bilmiyordum.
Kar yağarken bundan hoşlanıyorum.
Umarım yağmur yağar.
O ne kadar aptal.
- Onun gitmesi ya da kalması umurumda değil.
- İster gitsin ister kalsın umurumda değil.
O bana yardım edeceğini söyledi.
Onun haklı olduğunu kabul ettim.
Sanırım o senden hoşlanıyor.
Tom ne yapması gerektiğini bilmediğini söyledi.
Onun gidebileceğini söyledim.
Onun eve yalnız gitmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum.
O, fakir olduğunu söyledi.
Onun orada olduğunu bilmiyordum.
Sanırım o yeteneklidir.
Sana söylediğini yap.
Onun akıllı olması onun dürüst olduğu anlamına gelmez.
Onun öldüğünü düşündüm.
Ne olursa olsun, oyun oynanacak.
Onun geleceğinden eminim.
O, muhtemelen gelecektir.
Ben onun dürüst olduğunu düşündüm.
Onun hasta olduğunu söylüyorlar.
Onun bu konuyu bilmesini istiyor musun?
Onun sevimli olduğunu düşünüyor musun?
Ne olmasını bekliyorsun?
Onun onu beğeneceğini düşünüyor musun?
- Sanırım o haklı.
- Ben onun haklı olduğunu düşünüyorum.
Onun bir sanatçı olduğunu biliyordum ama onun iyi olduğunu bilmiyordum.
Onun giydiğine bak!
Sanırım yağmur yağacak.
Onun ölebileceğinden korktum.
- Ne olduğunu hiç düşünme.
- Olanı boş ver.
Onun durduğunu gördüm.
Onun öldüğünü duydum.
Kar yağacağını düşünüyor musun?
Onun benden nefret ettiğini düşünüyorum.
O onun söylediğinin doğru olduğuna inanıyor gibi görünüyordu.
O gelinceye kadar burada bekleyeceğim.
Ben hâlâ onun bugün geleceğinin olası olmadığını düşünüyorum.
Umarım Tom yapacağını söylediği şeyi yapar.
- Yağmur yağacağını mı düşünüyorsun?
- Sence yağmur yağar mı?
O zaman ne olduğunu düşünüyorsun?
O, onun ölmesini istemiyordu.
birbirlerine neler yaptığı
Yağışlı görünüyor.
Çünkü o beni davet etti.
Tom ne kadar hızlı çalışıyor!
Sanırım o gelecek.
O burada oynuyor.
- Onun başaracağını umuyorum.
- Umarım başaracak.
O, geri dönünceye kadar burada bekleyelim.
Onun okuyor olduğunu biliyorum.
Ben onun haklı olduğunu kabul ediyorum.
Korkarım ki yağmur yağacak.
Ne olacağını bilmiyorum.
Onun gelip gelmeyeceği konusunda şüpheliyim.
Onun ne yapacağını bilmiyorum.
- O ne diyor?
- Ne söylüyor?
Onun bildiğini biliyorum.
Onun okuduğunu biliyordum.
Onun iyi olduğunu umalım.
O ne arıyor?
Umarım o bunu görür.
Sanırım o yalan söylüyor.
Bu onun yaşadığı yer.
Onun bunu seveceğini düşünüyor musun?
Onun yanıldığını umuyorum.
Bu beni sevdiği içindir.
Başarılı olması kesindir.
- İnşallah yarın yağmur yağar.
- Umarım yarın yağmur yağar.
- Yağmur yağacağını sanmıyorum.
- Yağmur yağıp yağmayacağından şüpheliyim.
- Kar yağıp yağmayacağından şüpheliyim.
- Kar yağacağını sanmıyorum.
Soğuk olduğunda hoşuma gidiyor.
- Ben onun başarıp başarmayacağından şüpheliyim.
- Onun başaracağını pek sanmıyorum.
Onun geleceğini düşündüm.
Sanırım o gelecek.