Examples of using "Violemment" in a sentence and their turkish translations:
Rüzgar çok sert esiyor.
Zemin şiddetle sarsıldı.
İran hükûmeti bu protestoları şiddet kullanarak bastırdı,
Tom şiddetle titremeye başladı.
John, eşi ile şiddetli bir tartışma yaşadı.
Öyle kötü dayak yiyordu ki kulaklarından kan geliyordu
Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.
Tom kötü şekilde dövüldü.