Examples of using "Commencé" in a sentence and their turkish translations:
Başladım.
O başladı.
O başladı.
Ona başladım.
O başladı.
Ben zaten başladım.
Tom şarkı söylemeye başladı.
Tom tereddütle başladı.
Araştırmaya başladım.
geri dönmeye başladı.
bu kutlanmaya başlandı
Çalışmalar başlamıştı
Mary zaten başladı.
Yaz henüz başladı.
Tom çoktan başladı.
O zaten başladı.
Konuşmaya başladım.
Ağlamaya başladım.
Sıkıldım.
Bunun hepsi nasıl başladı?
Biz zaten başladık.
Başlamadım.
Ne zaman başladın?
Protesto etmeye başladım.
Çalışmaya başladım.
Koşmaya başladım.
Yazmaya başladım.
Isınmaya başladın.
- Esperanto öğrenmeye başladın.
- Esperanto öğrenmeye başladınız.
Muhtemelen bu işe hiç başlamazdık.
liderliğe katılmaya başlamış
Başlangıcı 1946'ya dayanıyor,
resmi olarak kutlanmaya başlandı
Tek başıma yaşamaya başladım.
Mary henüz başlamadı.
Evet, bu zaten başladı.
Yağmur yağmaya başlamıştı.
İş çoktan başladı.
- Bu yıl başladılar.
- Bu sene başladılar.
Neden biz başlamadık?
Esperanto öğrenmeye başladım.
O bağırmaya başladı.
Mary ağlamaya başladı.
Henüz başlamadım.
Bunu o başlattı.
Toplantı çoktan başladı.
Konser çoktan başladı.
O zaman anlamaya başladım.
Kar yağmaya başladı.
Tom araba sürmeye başladı.
Tom yemek yemeye başladı.
Tom okumaya başladı.
Tom şarkı söylemeye başladı.
- Ağırlık bastı.
- Uykum var.
Biz öpüşmeye başladık.
Bu az önce başladı.
Benim tatilim zaten başladı.
Yeni bir diyete başladım.
Android programlamaya başladım.
Tom biraz kızmaya başladı.
Başlamadık bile.
Bu şekilde başladı.
Tom tırmanmaya başladı.
geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar
İngilizce öğrenmeye ne zaman başladın?
İngilizce çalışmaya ne zaman başladınız?
Ne zaman Almanca öğrenmeye başladın?
İngilizce öğrenmeye ne zaman başladın?
Böylece düşünmeye başladım:
gerçekten de daha iyi hissetmeye başladım.
Bir destek grubu başlattım.
Yapmaya çalıştığımız şey bu.
Buna nasıl başladın ve nasıl geliştirdin?
2003 yılında uygulamaya girmiştim
hababam sınıfı yılları başladı
Her şey garaj da başlamıştı
Ciddi bir konuşmaya girdik.
Yağmura rağmen başladı.
O, on dakika önce başladı.
Ben geçen yıl yelken açmaya başladım.
Kar rahatlatmaya başladı.
Mary çoktan başladı mı?
Onlar aynı zamanda başladılar.
Konser henüz başlamadı.
Başladığımızı bitirelim.
Sağlığını kaybetmeye başladı.
Tomurcuklar patlamaya başladı.
O, İngilizce öğrenmeye başladı.