Examples of using "John" in a sentence and their turkish translations:
Hey, John.
John'u sev.
Ben John.
John hemşireyi seviyor.
John hemşireyi seviyor.
Buraya gel, John.
- Ben John'um.
- Bana John derler.
John sıkı çalışır.
John Tom'la güreşiyor.
John ve Ann birbirlerini seviyorlar.
John iyi bir öğrenci.
John'un burada hiç arkadaşı yok.
John matematikte iyidir.
John burada hiç arkadaşa sahip değil.
John benim yeğenimdir.
John ve Ann birbirlerini seviyorlar.
John bir veterinerdir.
John bir kibrit yaktı.
Yemin ederim, John.
John'un beş elması var.
John " Bu doğru"diye konuştu.
John'un geleceğini umuyorum.
- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.
John'ı mutlu ettim.
John havaalanında.
John sınavı geçti.
John satranç sever.
John bir polis oldu.
John arabayı çalıştırdı.
John 200 işçi istihdam etmektedir.
John, sen ve beni görmek istiyor.
John okula gidiyor.
Benim adım John.
- John'un aklına müthiş bir fikir geldi.
- John'un aklına muhteşem bir fikir geldi.
John benim kadar yaşlı.
Tom cezaevinde John'la tanıştı.
Kütüphanede John'u gördüm.
Tommie Smith ve John Carlos
Ben John geldiğinde çıkacağım.
O, John'un onu sevdiğini biliyor.
John bugün görevde.
O John'un elması.
İstihdamınızda John Harrison var mı?
John dükkana gitti.
John bir kitap rafı yaptı.
John bir kitaplık yaptı.
Tom ve John kardeştir.
John'un parlak bir düşüncesi vardı.
John'un yeni bir düşüncesi vardı.
John, New York'ta yaşar.
John oraya yalnız gitti.
Tom ve Mary, John'u arıyorlar.
John iyi bir arkadaştır.
John'u ikna etmek zordur.
- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.
John gelir gelmez gidelim.
John pencereyi kırdı.
John benim tavsiyemi göz ardı etti.
John Jane ile evliydi.
Tom, John gibi olmak istedi.
Tom John'un midesine yumruk attı.
John dün Fransa'ya gitti.
John Lennon 1940 yılında doğdu.
Mary John'a sırrı söyledi.
Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
Ben her zaman, John'u Paul ile karıştırıyorum.
John hariç, onların hepsi geldi.
John'ın yeteneğine güveni var.
Tom Mary'nin John'u sevdiğini biliyordu.
Onun adı Tom, John değil.
John, Birleşik Devletler'de doğdu.
Onlar oğullarına John adını verdiler.
John ve Eva iyi arkadaşlar.
Tom, John'un ikizidir.
Tom John'un ayakkabılarını giyiyor.
Tom Mary'nin John'a yardım etmesini istiyor.
Tom ve Mary, John'u evlat edindiler.
John'ın dürüst olduğunu biliyorum.
Tom'un John adında bir oğlu var.