Examples of using "N'aura" in a sentence and their turkish translations:
Üşümeyecek.
Tom susamış olmayacak.
Hiç kimsenin bir açıklamaya ihtiyacı olmayacak.
dövüşmeyi düşünemeyecek bile,
Onun kabul etmekten başka seçeneği olmayacak.
Sanırım önemli olmayacak.
Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.
Umarım Tom onu yapmak zorunda değil.
suya ihtiyaç olmadığı zamanlarda seller olurken,
Bir ihtimal yağmur yağarsa bahçe partisi olmayacak.
Yağmur yağarsa bahçe partisi düzenlenmez.
Bizim güneşimiz yaklaşık beş milyar yıl içinde enerjisini tüketecektir.
Tom şu an bunu yapmasına gerek olmayacağını söylüyor.
Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
Hollanda'da bir çocuk kurabiye istemek konusunda fazla ısrarcı davranıyorsa cezalandırılabilir ve kurabiye alamaz.