Translation of "D'une" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "D'une" in a sentence and their turkish translations:

Vous souvenez-vous d'une randonnée ou d'une randonnée?

zam da zam zama da zam hatırladınız mı

Ça me va, d'une manière ou d'une autre.

Her yol bana uyar.

- S'agit-il d'une plaisanterie ?
- S'agit-il d'une blague ?

Bu bir şaka mı?

- J'ai besoin d'une escorte.
- J'ai besoin d'une hôtesse.

Bir eskorta ihtiyacım var.

J'achèterai cette robe d'une manière ou d'une autre.

O elbiseyi bir şekilde alacağım.

Je peux t'aider d'une manière ou d'une autre ?

Size bir şekilde yardımcı olabilir miyim?

Mais d'une façon ou d'une autre, ça a marché.

Ama bir şekilde işe yaradı.

Il s'en est sorti, d'une manière ou d'une autre.

Bir yolunu bulup kendini kurtardı.

Elle se plaint toujours d'une chose ou d'une autre.

O her zaman bir şey hakkında şikayet ediyor.

Lors d'une compétition pour la création d'une habitation sur Mars.

Mars'ın doğal çevre koşullarını incelemek için bir şans.

- J'ai besoin d'une brève explication.
- J'ai besoin d'une explication précise.

Kısa ve öz bir açıklamaya ihtiyacım var.

- Vous avez l'air d'une fille.
- Tu as l'air d'une fille.

Sen bir kıza benziyorsun.

« S'agit-il d'une blague ? » « Bien sûr qu'il s'agit d'une blague ! »

"Bu bir şaka mı?" "Tabii ki bu bir şaka!"

Elle était vêtue d'une chemise rouge et d'une jupe noire.

O, kırmızı bir bluz ve siyah bir etek giymişti.

- Vous faites l'objet d'une enquête.
- Tu fais l'objet d'une enquête.

Sen soruşturma altındasın.

- Tu as besoin d'une ambulance.
- Vous avez besoin d'une ambulance.

Bir cankurtarana ihtiyacın var.

- Tu auras besoin d'une clé.
- Vous aurez besoin d'une clé.

Bir anahtara ihtiyacın olacak.

- As-tu besoin d'une cuillère ?
- Avez-vous besoin d'une cuillère ?

Bir kaşığa ihtiyacın var mı?

La peur d'une rechute,

tekrar kötüleşme korkusu,

D'une pierre, deux coups.

Bir taşla iki kuş vurmak.

Il dispose d'une raquette.

Onun bir raketi var.

Je m'occupe d'une chatte.

Dişi bir kedi besliyorum.

J'ai besoin d'une faveur.

Bana bir iyilik yap.

J'ai besoin d'une cigarette.

Bir sigaraya ihtiyacım var.

S'agit-il d'une lettre ?

Bu bir mektup mu?

S'agit-il d'une menace ?

Bu bir tehdit mi?

S'agit-il d'une promesse ?

O bir söz mü?

Il s'agit d'une farce.

Bu bir saçma.

J'ai besoin d'une pomme.

Bana bir elma gerek.

S'agit-il d'une invitation ?

Bu bir davet mi?

Je dispose d'une clé.

Bir anahtarım var.

Je dispose d'une minute.

Bir dakikam var.

J'ai besoin d'une pause.

Bir molaya ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une voiture.

- Bir arabaya ihtiyacım var.
- Bana bir araba lâzım.

J'ai besoin d'une augmentation.

Bir zama ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une arme.

Bir silaha ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une ambulance.

Bir ambulansa ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une secrétaire.

Bir sekretere ihtiyacım var.

J'ai envie d'une glace.

Kendimi bir dondurma yiyormuş gibi hissediyorum.

Tom vient d'une bourgade.

Tom küçük bir kasabadan geliyor.

J'ai profité d'une occasion.

Bir fırsattan yararlandım.

J'ai besoin d'une enveloppe.

Bir zarfa ihtiyacım var.

J'avais besoin d'une pause.

Bir molaya ihtiyacım vardı.

Il s'agit d'une plante.

Bu bir bitki.

Je dispose d'une assurance.

Sigortam var.

J'ai besoin d'une opération.

Ameliyata ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une réponse.

Bir cevaba ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une souris.

Bir fareye ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une lampe.

Bir lambaya ihtiyacım var.

J'ai besoin d'une rallonge.

Bir uzatma kablosuna ihtiyacım var.

Elle disposait d'une radio.

Onun bir radyosu vardı.

Quand vous riez, cette formule s'applique d'une manière ou d'une autre,

Her güldüğünüzde, bir şekilde bu formül hayata geçiyor,

La gestion d'une société est différente de la propriété d'une société.

Bir şirketin yönetimi bir şirketin mülkiyetinden farklıdır.

- J'ai envie d'une autre bière.
- J'ai bien envie d'une autre bière.

Canım bir bira daha istiyor.

Je souhaite qu'il puisse se décider, d'une manière ou d'une autre.

Keşke şu veya bu şekilde kararını verse.

- Tu as l'avantage d'une bonne éducation.
- Vous avez l'avantage d'une bonne éducation.

Senin iyi bir eğitim avantajın var.

- Que dirais-tu d'une partie d'échecs ?
- Que diriez-vous d'une partie d'échecs ?

Satranç oyununa ne dersin?

- C'est la voix d'une vieille dame.
- C'est la voix d'une vieille femme.

Yaşlı bir kadının sesi.

- Tu as vraiment besoin d'une meuf.
- Tu as vraiment besoin d'une femme.

Senin gerçekten bir kadına ihtiyacın var.

- Vous n'avez pas besoin d'une liste.
- Tu n'as pas besoin d'une liste.

Bir listeye ihtiyacın yok.

- N'oubliez pas qu'il s'agit d'une femme !
- N'oublie pas qu'il s'agit d'une femme !

Onun bir kadın olduğunu unutma.

- C'est le début d'une nouvelle ère.
- C'est le début d'une ère nouvelle.

Bu yeni bir çağın başlangıcıdır.

- Tu as été d'une grande aide.
- Vous avez été d'une grande aide.

Çok yardımcı oldunuz.

- Vous pourriez avoir besoin d'une pelle.
- Tu pourrais avoir besoin d'une pelle.

Bir küreğe ihtiyacın olabilir.

- Tu auras besoin d'une lampe torche.
- Vous aurez besoin d'une lampe torche.

Bir el fenerine ihtiyacın olacak.

- Avons-nous besoin d'une langue universelle ?
- Avons-nous besoin d'une langue mondiale ?

- Bir dünya diline ihtiyacımız var mı?
- Küresel bir dile ihtiyacımız var mı?

- C'est le premier d'une longue série !
- C'est la première d'une longue série !

Bu uzun bir serideki ilktir.

- Je suis tombé amoureux d'une femme.
- Je me suis épris d'une femme.

Bir kadına aşık oldum.

Il s'agit d'une grande cohorte.

büyük destekçiler.

Qu'on venait d'une petite paroisse

Sadece acil sorunlarının dışında

Tout cela s'accompagne d'une responsabilité

Bunların her biri size kriz adına

Et parfois d'une stupidité stupéfiante.

ve bazen inanılmaz aptallığa zayıf kaldık.

En quête d'une autre cible.

Farklı bir hedef peşindeler.

Lors d'une étude scientifique extraordinaire.

binlerce çocuğun yaşam sürecini takip ediyor.

S'agit-il d'une élimination neutre?

taraf olmayan bertaraf mı oluyor

Profondeur et d'une sophistication inégalées .

- Oyunun reklamı yapılıyor. -

J'ai vraiment envie d'une bière.

Gerçekten canım bir bira istiyor.

L'homme parla d'une voix étouffée.

Adam alçak sesle konuştu.

Cette voiture dispose d'une galerie.

O arabanın port bagajı var.

Elle parlait d'une voix faible.

Zayıf bir sesle konuştu.

Elle souffre d'une mauvaise audition.

O kötü işitmekten özürlü.

Il fait partie d'une fanfare.

O, bandoya üyedir.

Il souffre d'une maladie grave.

Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.

Il a besoin d'une dialyse.

Onun bir diyalize ihtiyacı var.

Elle est d'une nature faible.

O yaratılıştan zayıftır.

Il parlait d'une voix forte.

Çok yüksek sesle konuştu.

Que pensez-vous d'une bière ?

Bir biraya ne dersiniz?

Elle est d'une humeur massacrante.

O berbat bir ruh hâli içinde.

Ceci est d'une grande aide.

Bu büyük bir yardım.

Elle vient d'une bonne famille.

O, iyi bir aileden gelmektedir.

J'ai besoin d'une assistance médicale.

Tıbbî yardıma ihtiyacım var.

Marie vient d'une bonne famille.

Mary iyi bir aileden geliyor.

J'ai raté l'avion d'une minute.

Bir dakikayla uçağı kaçırdım.

Il est capitaine d'une équipe.

O, takımın kaptanı.

Il s'agit d'une occasion particulière.

Bu özel bir durum.

Elle parla d'une voix douce.

O, yumuşak bir sesle konuştu.