Translation of "Varken" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Varken" in a sentence and their japanese translations:

Ağzında yemek varken konuşma.

口いっぱいに食物をいれたままで喋ってはいけません。

O varken çok utangaç davranıyor.

- 彼は彼女のいる前ではとても照れくさそうにする。
- 彼は彼女のいる前ではとても恥ずかしそうにする。

Ama yavruları koruyan bunca anne varken...

‎しかし周りに母親が多く‎―

Akira parası varken New York'ta kalacak.

アキラはお金の続く限りニューヨークに滞在するだろう。

Çocuklar varken böyle bir şey söylememelisin.

子供のいる所でそんなことを言うものではない。

Belki neden harekete geçmek için zaman varken

まだ行動を起こせる 時間があったのに

Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.

‎しかし満月の下でも‎― ‎運が好転することも

Fırsatımız varken Tom'u ziyaret etmememiz ne kötü.

機会があったときにトムを訪ねなかったのが残念だ。

Uykun varken ders çalışmak bir zaman kaybıdır.

眠たいときに勉強するのは時間の無駄だ。

2013'te sadece 20 adet Taobao köyü varken

タオバオ村は 2013年には わずか20村だけでしたが

- Hayat varken umut var.
- Çıkmadık candan ümit kesilmez.

- 命あっての物種。
- 生きている限り希望がある。

Gıda alerjiniz varken dışarıda yemek yemek zordur, değil mi?

食べ物にアレルギーがあると、外食の時大変だよね。

- Bir araban varsa, niçin yürürsün?
- Araban varken niye yürüyorsun?

車があるのにどうして歩くの?

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.

- 命のある間は希望がある。
- 命ある限り希望あり。

Arabada 16 yaşından küçük bir çocuk varken sigara içmek yasaya aykırıdır.

16歳以下の子供を車に乗せて喫煙することは法律違反です。

- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.

- 口を一杯にして話すな。
- 口をいっぱいにしたままで話してはいけない。
- 口に物を入れたままでしゃべってはいけない。
- 口に物を入れて話すな。
- 口に食物をほおばったままものを言ってはいけません。
- 口に食物をいっぱい入れてしゃべるな。
- 口に食べ物を入れて話してはいけません。
- 口に食べ物を入れたまましゃべるな。
- 口にものをほおばってしゃべるな。
- 口いっぱいにほおばっておしゃべりしていけません。

İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

空腹で苦しむ地域があるというのに、日本国内では多くのレストランや家庭でも多量の食べ物が捨てられているというのは、はずかしい事実です。