Translation of "Zaman" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "Zaman" in a sentence and their arabic translations:

zaman zaman kontrol edeceğim,

أتفحصه من وقت لآخر،

Zaman zaman, ona güvenemiyorum.

أحيانًا، لا أستطيع الثقة به.

- Zaman tükeniyor.
- Zaman bitiyor.

- الوقت ينفذ.
- الوقت يمضي.

zaman zaman hastaneye girip çıkıyordu.

بسبب علاج سرطان الثدي.

Zaman bekler ve zaman unutur.

الوقت ينتظر و الوقت ينسى.

''Çoğu zaman

"في غالب الأوقات

Mesela zaman.

مثل: الوقت.

Zaman azalıyor.

الوقت ينفد.

Tutuklandığım zaman...

قاموا بسجني، ولديّ...

- Ne zaman evlendin?
- Ne zaman evlendiniz?

متى تزوجت؟

- Ne zaman varacağız?
- Ne zaman varırız?

متى نصل؟

- Ne zaman doğdun?
- Ne zaman doğdunuz?

متى وُلِدْت؟

- Ne zaman gelecekler?
- Ne zaman varacaklar?

متى سيصلوا؟

- O ne zaman doğdu?
- Ne zaman doğdu?

متى ولدت؟

Hiçbir zaman bilemeyeceğiz,

لن نعلم أبدا.

Ama çoğu zaman

لكن في أغلب الأحيان ذلك يحدث،

Her zaman böyleydi,

وقد كان دائماً كذلك.

Hasta olduğumuz zaman

عادة عندما نمرض

Unutmayın, zaman geçiyor.

‫تذكر أن الوقت يمر.‬

Çoğu zaman başaramayacaksınız.

غالبا ما تفشلون.

Elbette zaman aldı --

استغرق الأمر بعض الوقت...

Yollarımız kesiştiği zaman,

مبسطة بمنظومات الترابط

Hadi o zaman.

‫هيا بنا إذن.‬

zaman yolculuğu mümkün!

السفر عبر الزمن ممكن!

Ne zaman ayrılıyorsun?

متى ستذهب؟

Ne zaman kalktın?

متى استيقظت؟

Ne zaman döneceksin?

- متى ستعود؟
- متى سترجع؟

Ne zaman başlar?

متى تبدأ؟

Ne zaman kalkarsın?

متى تستيقظ؟

Ne zaman geldin?

- متىَ أتيتَ؟
- متىَ أتيتِ؟

Zaman kavramını yitirdim.

- لَقَد نَسَيتُ فِكْرَةَ اْلزَّمَنِ.
- لَقَد فَقَدْتُ مَفْهُومَ اْلوَقْتِ.

Ne zaman çalışırsın?

متى تدرس؟

Ne zaman evleneceksin?

متى ستتزوج؟

Ne zaman gideceksin?

متى ستغادر؟

O zaman Kanada'daydım.

كنتُ في كندا آنذاك.

Parti ne zaman?

متى الحفلة؟

Bu zaman alacak.

سيأخذ هذا وقتا.

Ne zaman biter?

- متى تنتهي؟
- متى ينتهي ذلك؟

Ne zaman gidelim?

- متى علينا الذهاب؟
- متى علينا أن نذهب؟

Ne zaman gittin?

متى ذهبت إلى هناك؟

Ne zaman vardın?

متى وصلت؟

Ne zaman meşgulsün?

متى تكون مشغولاً؟

O, zaman kaybedecek.

سيضيّع الوقت.

Ne zaman aradın?

متى سوف تتصل

Ne zaman başladın?

متى بدأت

- Film ne zaman başlar?
- Film ne zaman başlıyor?

متى سيبدأ الفيلم؟

- O, her zaman sessizdi.
- O her zaman sessizdi.

بقي صامتاً طوال الوقت.

Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?

متى يتوقف الكوكب عن كونه كوكبًا؟

O zaman buradan şunu çıkarabiliriz mesafe arttıkça zaman bükülür

ثم يمكننا الخروج من هنا ، مع زيادة المسافة ، ينحني الوقت

- Kale ne zaman inşa edildi?
- Kale ne zaman yapıldı?

متى بُنيت القلعة؟

- Her zaman babana uy.
- Her zaman babana itaat et.

أطع أباك دوماً.

Her zaman dışarı çıkarım, bir şey unuturum. Her zaman!

في كلّ مرّة أخرج، أنسى شيئا. دائما!

- Onu ne zaman yapacaksın?
- Sen onu ne zaman yapacaksın?

متى ستقوم بذلك؟

Ve bu zaman alır.

وهذا سيأخذ وقتًا.

O zaman, formülümüzü açalım.

إذاً، دعونا نفصّل المعادلة

Duş alacak zaman yoktu,

لم يكن لدي وقت للاستحمام ،

Annem o zaman hamileydi.

كان أمي حاملاً في ذلك الوقت.

Bunu ayrıca her zaman

لكن أيضاً ممكن أن نتعلم فعل ذلك طوال الوقت

O zaman anksiyete alanındadırlar.

فهم في منطقة القلق.

Elbette doğru zaman geldiğinde

لكن بالطبع حين يأتي الوقت المناسب،

Söz verdim, evlendiğim zaman

لذا نذرت أني عندما أتزوج،

Her zaman kıvrımlı hatlarım,

عُرفت دائما بجسدي ذي الثنايا البارزة

Her zaman çok sessizdi.

كانت ساكتة طول الوقت.

Dediği zaman el uzatsaydık ?

"ساعدني، أنا خائف هناك رجل سيىء؟"

Her zaman ufak kalacağımı,

أني سأبقى دائماً صغير الحجم،

Hiçbir zaman saçımın çıkmayacağını,

ولن ينمو لي أي شعر،

"O zaman aynakolu eğrilmiştir."

قال: "اه، حسنًا، إذًا فدوار الدراجة مكسور."

Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda

تكشف لنا الطبيعة عن نفسها بطرق فريدة

Her zaman kolay değil.

‫ليس سهلاً دائماً.‬

O zaman oyun biter!

‫ستكون نهاية اللعبة!‬

Burası bir zaman makinesiydi.

كان آلة زمن.

zaman duvarları boyama zamanı.

هذا هو وقت البدء في طلاء الجدران.

Ve bol bol zaman.

والكثير من الوقت.

Her zaman koruyacağını düşünürsünüz.

ما دمت تحترم القوانين.

Yaşam tavsiyeleri aradığınız zaman,

أثناء بحثكم عن نصيحة حول الحياة،

şerifler kasabaya yerleştiği zaman.

وفي المكسيك.

Ilk o zaman anladım.

ما قد يبدو عليه الحبس.

Her zaman haklıyızdır orada

أو نتشبث بصحة أفكارنا،

Cesareti ile zaman kazandı.

‫وفّرت لها الشجاعة وقتًا.‬

Yiyecek çok... ...zaman az.

‫يجب أكل الكثير...‬ ‫في وقت قصير.‬

Zaman damgasını buraya koydum,

لقد وضعت الختم الزمني هنا

Tüm cevapların her zaman

إذهب الى الداخل،

Siyasetle her zaman ilgilendim.

كنت دائما مهتمة بالسياسة.

Bunu bize zaman gösterecek...

الوقت سيبين لنا هذا ...

Programa baktığımız zaman sadece

عندما ننظر إلى البرنامج فقط

Her zaman olduğu gibi

كل عادة

Değiştirecek ama ne zaman?

لكن عندما؟

O zaman şöyle açıklayalım

ثم دعنا نشرح هكذا

Bugünkü konumuz zaman yolculuğu

موضوعنا اليوم هو السفر عبر الزمن

O zaman bir saniye

حتى ثانية

O zaman hepiniz - gidin!

إذن كلكم - اذهب!

Yani, her zaman yaptıklarımızı

فمن المُبهم تماماً

O zaman bu ne?

ما هو هذا بالضبط؟

İşte o zaman anladım.

وعندئذ عرفت.