Translation of "Anne" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Anne" in a sentence and their japanese translations:

- Anne bitkindi.
- Anne yorgundu.

その母親は疲れ切っていた。

Anne bağırdı.

ママは泣いたわ。

Evdeyim, anne!

ただいま、お母さん。

Teşekkürler anne.

- ママ、ありがとう。
- お母さん、ありがとう。

Anne, açım.

ママ、おなかすいた。

Anne imdada yetişiyor.

‎母親が助けに来た

İyi geceler, anne.

おやすみなさい、ママ。

Anne, acele et!

お母さん、急いでよ!

Anne babamıza bakmalıyız.

我々は、両親の面倒を見るべきである。

Anne kızını uyandırıyor.

お母さんは娘を起こしています。

Anne-babamıza bakılmalıdır.

私達は両親の面倒を見るべきだ。

Mary bir anne.

メアリーは母親です。

Anne partimize gelmeyecektir.

- アンは私たちのパーティーには来ません。
- アンは私たちのパーティーに来ないでしょう。

Anne bebeğini öptü.

母親は赤ちゃんにキスした。

Anne çok iyi gidiyordu,

母親の状態は良好で

Anne babamıza saygı göstermeliyiz.

みな両親を尊敬しなければならない。

Anne babam Kyoto'da yaşıyorlar.

両親は京都に住んでいます。

Anne, çocuğunu kucağına aldı.

母親は我が子を両腕に抱きしめた。

Anne üniversitedeki kızını özledi.

母親は、大学に入っていない娘のことをさびしく思った。

Anne bebeğini dudaklarından öptü.

母は赤ん坊の唇にキスをした。

Anne öğle yemeği hazırlıyor.

母さんは昼食の用意をしてくれた。

Anne tek başına yaşıyor.

母は一人暮らしをしている。

Anne babam tarafından sevildim.

私は両親に愛されています。

Anne babam evlenmemi istemiyor.

両親は私の結婚に反対している。

Anne babanın tavsiyesini küçümsememelisin.

君は両親の忠告を軽んじてはいけない。

Yüzmeye gidebilir miyim, anne?

お母さん、泳ぎに行ってもいい。

Anne, yüzmeye gidebilir miyim?

お母さん、泳ぎに行ってもいい。

Anne, çocukları için endişeliydi.

母親は子供のことを心配していた。

Ken'le çıkabilir miyim anne?

ケンとデートしていい、お母さん?

Anne bir şey başarmayacak.

アンは何も成し遂げないだろう。

Anne babanı mutlu etmelisin.

あなたはご両親を幸せにしてあげなくてはなりません。

Anne-babamla tanışmanı istiyorum.

あなたに、私の両親に会ってもらいたいんですが。

Anne bebeğini yatağa yatırdı.

母親は赤ん坊をベッドに横にした。

Anne akşam yemeği hazırlıyor.

- 母は夕飯の仕度をしている。
- 母さんなら夕飯の支度をしてるよ。

Anne atı azarlıyor mu?

お母さんが馬を叱るの?

Anne mağazaya alışverişe gitti.

母はデパートへ買い物に行きました。

Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.

母親は泣いている赤ん坊をなだめていた。

Anne saçımı örmeni istiyorum.

お母さん、髪の毛を編み込みにして欲しいんだけど。

- Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- Anne yatakta bebeğinin yanında uzanıyordur.

母親はベッドで赤ちゃんの側で横になった。

- Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
- Anne sevgisi en harika şeydir.

母の愛はもっとも偉大である。

- Anne Henry'nin önerisini kabul etti.
- Anne Henry'nin teklifini kabul etti.

アンはヘンリーの求婚を受け入れた。

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

- ケイトはアンより背が低い。
- ケイトはアンほど背が高くない。

- Anne bir somun ekmek aldı.
- Anne bir somun ekmek satın aldı.

母はパンを一個買った。

Yavrusunu koruyan anne hafife alınmaz.

‎子連れの母親は侮れない

Kendi çocuğunu sevmeyen anne yoktur.

- 自分の子供を愛さない母親はいない。
- わが子を愛さない母親はいない。

Anne bebeğini usulca yatağa koydu.

- その母親は赤ちゃんをそっとベッドに横たえた。
- 母親は赤ちゃんをベッドにそっと寝かせた。

Anne çocuklarını yalnız bırakmakta isteksizdi.

その母親は子供たちだけにしておきたくなかった。

Anne bir çocuk bakıcısı arıyor.

その母親はベビーシッターを探している。

Anne bilge oğluyla gurur duyabilir.

その母親が聡明な息子を誇りに思うのももっともである。

Anne babam planımı kabul etmediler.

両親が二人とも私の計画に反対しているわけではない。

Anne hasta çocuğun sırtını ovaladı.

母親は病気の子供の背中をさすった。

Anne çocuklara sessiz olmalarını söyledi.

母親は子供たちに静かにするように言った。

Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.

母はまだディナーを料理していません。

Anne geçen Perşembeden beri hastadır.

母はこの前の木曜日からずっと病気です。

O, anne ve babasından bağımsızdır.

彼女は両親から独立している。

Anne babalarından ısrarla para isterler.

彼らは金をくれとしつこく親にねだる。

Anne-babana benden selam söyle.

ご両親によろしくお伝えください。

Anne sessiz ol Mie dedi.

ミエ、静かにしなさいと母が言った。

Anne az önce alışverişe gitti.

母はちょうど買い物に出かけたところです。

Anne-babasına bağımlı olmak istemiyor.

彼女の親に頼りたくない。

Tom hala anne babasıyla yaşıyor.

- トムはいまだに両親と一緒に住んでいる。
- トムはいまだに実家に住んでいる。

Anne babam, görüşüme karşı çıkıyorlar.

両親は私の意見に反対している。

Anne yemek için sofrayı hazırladı.

母は食卓の準備をした。

Onun anne ve babası öldü.

彼の両親は2人ともなくなっている。

Anne olan kadınların sayısı az.

母となる女性の数が少ない。

Anne tarafında üç kuzenim var.

- 私は母方にいとこが三人いる。
- 私には母方のいとこが3人います。
- 母方のいとこが三人います。

Anne bana bir mesaj bıraktı.

お母さんは私に伝言を残してくれた。

Bunu anne babana söyleme lütfen.

これは親には言わないで下さい。

On beş yaşındayken anne oldu.

彼女は15歳のとき母になった。

Ben iyi bir anne değildim.

私はいい母親ではなかった。

Anne babam nerede olduğumu bilmiyorlar.

私の両親は私が何処にいるのかを知らない。

Anne parayı çocukları arasında bölüştürdü.

母は子供たちに金をわけてやった。

Anne babalar, çocuklarının güvenliğinden sorumludurlar.

両親は自分の子供たちの安全に責任がある。

Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.

母親の象は川の中で小象の体をあらってやります。

Anne, acele et! Herkes bekliyor.

お母さん早く! みんな待ってるよ!

Anne, akşam yemeği ne zaman?

ママ、晩ごはん何時?

Anne, Tom benim kurabiyemi yedi.

お母さん、トムにクッキー食べられた!

Lütfen anne babanıza saygılarımı iletin.

ご両親様によろしく。

O yeterince anne sütü içmiyor.

充分母乳を飲んでくれません。

Anne her gün evde kalır.

母は毎日うちにいます。

Anne bir bıçakla peyniri kesti.

母はナイフでチーズを切った。

Anne pastayı sekiz parçaya böldü.

母はケーキを8つに分けました。

Annem iyi bir anne değildi.

母はいい母親ではなかった。

Anne pazar günleri kurabiyeler pişirir.

母は日曜日にはクッキーを焼く。

Ben de evlenmek istiyorum, anne.

お母さん、僕も結婚したいな。

Aniden yas tutan bir anne oluyorum.

突然 一人の 悲嘆にくれる母親になったのです

Anne adayına onun hayatından hikâyeler anlattılar

彼女という人について 各自知っていることを話し

Bazı anne fokların derilerine GPS etiketi

GPS機能のあるタグを 母オットセイの

Sizin benim gibi anne ve babalar.

私やあなたのような親でした

Ama yavruları koruyan bunca anne varken...

‎しかし周りに母親が多く‎―

Patagonya dağlarındaki anne puma karanlıktan faydalanmış.

‎パタゴニアの山では ‎ピューマの母親が夜を制した

İkisini de doyuran avları anne indiriyor.

‎狩りは母親任せだ

Anne de bebek de çok iyiydi.

母子ともにとても健康でした