Translation of "Forzar" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Forzar" in a sentence and their turkish translations:

De su posición y forzar su abdicación.

gerçekliğiyle ilk yüzleştiren ve tahttan feragat etmeye zorlayanlar arasındaydı.

No es bueno forzar nuestras ideas en otros.

Bizim fikrimizi diğerlerine kabul ettirmek iyi değildir.

El estado no dijo forzar a enseñar a esos maestros

devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi

Parecía que Hannibal decidió forzar su salida después de todo.

Bütün bu olan bitenden sonra Hannibal yolu zorlamayı düşünmüş gibi görünüyordu.

Tú no me puedes forzar a nada que yo no quiera hacer.

Yapmak istemediğim hiçbir şeyi bana yaptıramazsın.

Mientras Napoleón buscaba al ejército ruso de Bennigsen, con la esperanza de forzar una batalla decisiva.

Lannes, ileri muhafızların komutanlığını sürdürdü .

Sin ser capaz de forzar una batalla bierta, para Hannibal, un asalto en Arretium está fuera de discusión.

Açık bir savaşa zorlayamayacak halde olan Hannibal için Arretium'a yapılacak bir saldırı söz konusu değil.

- No me puedes forzar a hacer algo que yo no quiera.
- No me puedes obligar a hacer algo que no quiero.

Yapmak istemediğim hiçbirşeyi yapmaya beni zorlayamazsın.