Translation of "Salida" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Salida" in a sentence and their turkish translations:

No hay salida.

Hiçbir çıkış yolu yok.

¿Hay otra salida?

Başka bir çıkış var mı?

Será nuestra salida. Vamos.

Bu çıkış yolumuz. Hadi.

¿Dónde está la salida?

Çıkış nerede?

Estoy registrando mi salida.

Ben çıkış yapıyorum.

¿No estabas de salida?

Gitmiyor muydun?

- Es un callejón sin salida.
- Este es un callejón sin salida.

Bu çıkmaz bir sokak.

Es un callejón sin salida.

Bu yol çıkmaz.

¡Toma la salida de emergencias!

Acil çıkışı kullanın!

Disculpe, ¿dónde está la salida?

- Affedersiniz, çıkış nerede?
- Affedersiniz, çıkış ne tarafta?

Tengo que encontrar una salida.

Bir çıkar yol bulmam lâzım.

¿Por dónde está la salida?

Çıkış nerede?

¿Cuándo es la próxima salida?

Bir sonraki kalkış ne zaman?

Pospuso su salida a mañana.

Yarına kadar gidişini erteledi.

Tom decidió posponer su salida.

Tom gidişini ertelemeye karar verdi.

Miren, por aquí es la salida. 

Tamam, yarıktan çıkmak için buradan gideceğiz.

¿Dónde está la salida de emergencia?

Acil çıkışı nerede?

¿Es la muerte la única salida?

- Tek çıkış yolu ölüm mü?
- Ölüm müdür tek çıkar yol?
- Ölüm tek çıkar yol mu?

- Le acompañaré.
- Le mostraré la salida.

Seni yürüyüşe çıkaracağim.

Pospusimos nuestra salida por la lluvia.

Kalkışımızı yağmur nedeniyle erteledik.

Estamos en un callejón sin salida.

Biz çıkmaz bir sokaktayız.

Volvimos a la casilla de salida.

- Yine başa döndük.
- Yine başa sardık.
- Yine başa dönmüştük.
- Yine başa sarmıştık.

- Te agarro a la salida de la escuela.
- Te recogeré a la salida del colegio.

Seni okul çıkışında alacağım.

El edificio no tiene salida de incendios.

Binanın yangın çıkışı yok.

Ese edificio no tiene salida de emergencia.

O binanın ilk yardım çıkışı yok.

Esa reunión resultó ser mi entrevista de salida.

Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı.

Llovía tanto que tuvimos que aplazar la salida.

O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.

Él vio al suicidio como la única salida.

İntiharı tek çıkış yolu olarak gördü.

Fue descalificado después de una salida en falso.

Hatalı bir çıkıştan sonra diskalifiye edildi.

Pospusimos nuestra salida a causa de la tormenta.

Gidişimizi fırtına yüzünden erteledik.

Parece que no hay salida de nuestro predicamento.

Görünüşe göre zorluğumuzdan kurtulmanın yolu yok.

Quiero sentarme junto a la salida de emergencia.

Acil çıkışın yanında oturmak istiyorum.

Pasé la señal de tráfico que decía "Callejón sin salida".

Bir tabelanın yanından geçtim: “Çıkmaz Sokak.”

Parecía que Hannibal decidió forzar su salida después de todo.

Bütün bu olan bitenden sonra Hannibal yolu zorlamayı düşünmüş gibi görünüyordu.

Ella se levantó temprano para ver la salida del sol.

Gündoğumunu görmek için erken kalktı.

¿Miraste la salida del sol más temprano? Fue realmente hermoso.

Erken saatlerdeki gün doğumunu gördün mü? Gerçekten güzeldi.

Este shopping es tan grande que no puedo encontrar la salida.

Bu alışveriş merkezi o kadar büyük ki çıkışı bulamıyorum.

Tienes que posponer tu salida a Inglaterra hasta la próxima semana.

Gelecek haftaya kadar İngiltere'ye gidişini ertelemek zorundasın.

Como los avisos en la puertas donde dice "Salida", puedo leerlos bien.

kapı üstündeki işaretler örneğin, "sıkış" yazıyor. Okuyabiliyorum.

Debido al mal tiempo, la salida del avión se retrasó dos horas.

Kötü hava yüzünden, uçağın kalkışı iki saat ertelendi.

Asegúrate donde está la salida de emergencia antes de acostarte en un hotel.

Bir otelde yatmadan önce, acil çıkışın nerede olduğundan emin olun.

No se puede votar por la salida de un dictador, se le debe derrocar.

Diktatörler oylanamaz, onlar dışarı atılmalı.

Quisiera hacer una reserva para el tren expreso con salida a las 6:00 p.m.

Akşam 6.00'da hareket eden ekspres tren için bir rezervasyon yapmak istiyorum.

Afortunadamente, había una tienda Armani a la salida del callejón en el que Dima había dormido.

Neyse ki, tam Dima'nın uyuduğu sokağın dışında bir Armani mağazası vardı.

Saber en dónde está la salida de emergencias en un hotel te puede salvar la vida.

Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.