Examples of using "Salida" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir çıkış yolu yok.
Başka bir çıkış var mı?
Bu çıkış yolumuz. Hadi.
Çıkış nerede?
Ben çıkış yapıyorum.
Gitmiyor muydun?
Bu çıkmaz bir sokak.
Bu yol çıkmaz.
Acil çıkışı kullanın!
- Affedersiniz, çıkış nerede?
- Affedersiniz, çıkış ne tarafta?
Bir çıkar yol bulmam lâzım.
Çıkış nerede?
Bir sonraki kalkış ne zaman?
Yarına kadar gidişini erteledi.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
Tamam, yarıktan çıkmak için buradan gideceğiz.
Acil çıkışı nerede?
- Tek çıkış yolu ölüm mü?
- Ölüm müdür tek çıkar yol?
- Ölüm tek çıkar yol mu?
Seni yürüyüşe çıkaracağim.
Kalkışımızı yağmur nedeniyle erteledik.
Biz çıkmaz bir sokaktayız.
- Yine başa döndük.
- Yine başa sardık.
- Yine başa dönmüştük.
- Yine başa sarmıştık.
Seni okul çıkışında alacağım.
Binanın yangın çıkışı yok.
O binanın ilk yardım çıkışı yok.
Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı.
O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.
İntiharı tek çıkış yolu olarak gördü.
Hatalı bir çıkıştan sonra diskalifiye edildi.
Gidişimizi fırtına yüzünden erteledik.
Görünüşe göre zorluğumuzdan kurtulmanın yolu yok.
Acil çıkışın yanında oturmak istiyorum.
Bir tabelanın yanından geçtim: “Çıkmaz Sokak.”
Bütün bu olan bitenden sonra Hannibal yolu zorlamayı düşünmüş gibi görünüyordu.
Gündoğumunu görmek için erken kalktı.
Erken saatlerdeki gün doğumunu gördün mü? Gerçekten güzeldi.
Bu alışveriş merkezi o kadar büyük ki çıkışı bulamıyorum.
Gelecek haftaya kadar İngiltere'ye gidişini ertelemek zorundasın.
kapı üstündeki işaretler örneğin, "sıkış" yazıyor. Okuyabiliyorum.
Kötü hava yüzünden, uçağın kalkışı iki saat ertelendi.
Bir otelde yatmadan önce, acil çıkışın nerede olduğundan emin olun.
Diktatörler oylanamaz, onlar dışarı atılmalı.
Akşam 6.00'da hareket eden ekspres tren için bir rezervasyon yapmak istiyorum.
Neyse ki, tam Dima'nın uyuduğu sokağın dışında bir Armani mağazası vardı.
Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.