Examples of using "Mientras" in a sentence and their turkish translations:
O, yürürken konuşuyordu.
Biz yemek yerken sessiz ol.
O devam ederken keyfine bak.
O, çalışırken şarkı söyledi.
Gidebiliyorken git.
O yürürken şarkı söyledi.
Ağlarken yemek yiyorduk.
Yaşayabiliyorken yaşa.
Nefes aldığım sürece umut ediyorum.
Biz konuşuyorken o sessiz kaldı.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.
Biz de eğleniyoruz bunu yaparken sizde izlerken eğlenin istiyoruz
Yaşadığım sürece sana destek olacağım.
ana-dil-yok kuralı kadar hızlı olmasa bile
Bu karalama ile uğraşırken,
"Moktor" demeyi sürdürürken
Çok koklamadığınız sürece...
biz onların yaşam alanlarını yok ettikçe
Çünkü su içerken
Oysaki Ruslar
Yemek sıcakken yiyelim.
Yaşadığımız kadar çalışmalıyız.
O sürerken eğlenceliydi.
Yürürken okuma.
O, uykusu sırasında yüksek sesle horladı.
Yürürken konuşuyordu.
Okurken yemek yeme.
O yürürken ıslık çaldı.
O sürerken iyiydi.
Kayak yaparken yaralandım.
Sıcakken yiyin.
Bazı insanlar yemek yerken konuşur.
Tom uykusunda öldü.
Şarkı söylerken yürüyorum.
Çalışırken sık sık mırıldanırım.
Ben konuşurken yüzüme bak.
O dinlenirken ben şarkı söyleyeceğim.
Tom kitap okuyorken, onu engelleme.
O, mektubu okurken ağladı.
- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
Bunu yaptığımız sürece,
size bu söylediklerim için
Nefes verirken,
bilgileri zihnimden silmeye çalışıyorum.
her zaman adaleti sağlamıyor.
Biz evlerimizdeyken
Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.
ve fabrikayı inşa ederken
hâlâ onlardan derinden kopuktum.
ve devam ettiği sürece de izlenecek
bunun hazır sektörü de varken
ama arada uçurum var
VPN'lere aşina değilseniz, işte Surfshark
Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.
Hala çalışıyorken bunu satmam gerekir.
Ben yürürken bir kitap okudum.
Öğle yemeği yerken, telefon çaldı.
Uyurken onu rahatsız etme.
ne olması gerektiğini adım adım anlatayım.
Okurken uyuyakaldım.
Konuşurken sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Yemek yerken bir kitap okurum.
Çalışırken sigara içmemelisin.
Gençken seyahat etmelisin.
Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.
Yemek pişirirken tencerenin kapağını kapatın.
Uykumda onun sesini duydum.
Yemek yerken konuşma.
Koşarken yaralandım.
Yemek yerken okumamalısın.
Yemek yerken genellikle okurum.
Araba kullanırken mesajlaşma.
O araba sürerken onunla konuşma.
O konuşuyorken onun lafını kesti.
O, uykusunda huzur içinde vefat etti.
Biri yaşadığı sürece bağışlar.
Tıraş olurken kendimi kestim.
Bunu derken sigara içiyordu.
Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.
O, Japonya'dayken onunla tanıştım.
Nijerya'da romanımın tanıtımını yaparken
Bir firma, patent duvarını ne kadar yüksek inşa ederse
''Okulu bitirmem gerek.'' diye gaza gelmiştim.
Basınç bu tarafa doğru gidiyor.
Ne kadar derin ve büyük olursa o kadar iyi!
buzullarımız hızla eriyorken,
Gece dünyasını keşfettikçe...
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
Ellerini birleştirerek, itiraf etti
Tarlaya tek başına gidebiliyorken