Translation of "Bueno" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Bueno" in a sentence and their turkish translations:

Bueno...

İşte...

Bueno.

Tamam.

¿Bueno?

Alo.

- Bueno, ¿han decidido ustedes?
- Bueno, ¿se decidió?
- Bueno, ¿te decidiste?

Pekala, karar verdiniz mi?

- Bueno, escucha.
- Vale, escucha.
- Bueno, escuchad.
- Bueno, atended.
- Vale, atendedme.

Tamam, dinleyin.

- Estuvo muy bueno.
- Fue muy bueno.

O gerçekten iyiydi.

- Bueno, me convenciste.
- Bueno, me convencisteis.

- Peki, beni ikna ettin.
- Peki, beni ikna ettiniz.

- Era bastante bueno.
- Fue muy bueno.

O oldukça iyiydi.

- ¿Conoces algún médico bueno?
- ¿Conoce algún médico bueno?
- ¿Conocen algún médico bueno?
- ¿Conocéis algún médico bueno?

İyi bir doktor biliyor musun?

Bueno, investigué.

Ama ben araştırdım.

[Mujica] Bueno...

Pekâlâ...

Bueno, resistió.

Beni taşıdı.

¡Qué bueno!

Güzel!

¿Estuvo bueno?

İyi miydi?

- Bien.
- Bueno.

İyi.

¿Está bueno?

İyi mi?

- Vale.
- Bueno.

Tamam.

- Bueno.
- ¡Órale!

Peki.

- No era muy bueno.
- No estuvo muy bueno.
- No estaba muy bueno.

O çok iyi değildi.

- Esto es bueno, ¿verdad?
- Esto está bueno, ¿verdad?

Bu iyi, değil mi?

Bueno, amigos. Hola.

Pekala arkadaşlar, merhaba.

También significa "bueno".

Aynı zamanda "iyi" anlamına gelir.

Bueno, no exactamente.

Tam olarak değil.

Bueno, está resistiendo.

Şimdiye kadar tuttu.

Bueno, sabes que?

Ortada ne var peki biliyor musunuz?

Es bastante bueno.

Oldukça iyi.

Eso estaría bueno.

Bu iyi olurdu.

Bueno, debo irme.

Pekala, gidiyor olmalıyım.

Hoy hace bueno.

Bugün hava güzel.

¿Es esto bueno?

Bu güzel mi?

Bueno, ¿sigues Tatoebando?

Ee, Tatoebacılığa hâlâ devam mı?

¿Pasó algo bueno?

İyi bir şey oldu mu?

Bueno, basta ya.

Tamam, kâfi.

Dios es bueno.

Allah iyidir.

Estuvo muy bueno.

Çok iyiydi.

¡Qué bueno verte!

Seni görmek harika.

¿Mañana hará bueno?

Yarın hava güzel olacak mı?

¿Cuál es bueno?

Hangisi iyi?

Es bueno, ¿verdad?

O iyi, değil mi?

¿Esto es bueno?

Bu iyi mi?

Eso fue bueno.

O iyiydi.

Bueno, como siempre.

İyi, her zaman olduğu gibi.

Es bueno saberlo.

Bunu bilmek güzel.

Tom es bueno.

Tom iyidir.

¿Tom es bueno?

Tom iyi mi?

Esto es bueno.

Bu iyi.

Bueno, ¿te gusta?

Pekala, onu seviyor musunuz?

- De acuerdo.
- Bueno.

- Tamam.
- Anlaştık.
- Olur.

Está muy bueno.

- Çok lezzetli.
- Bu gerçekten lezzetli.

Es bien bueno.

Oldukça iyi.

Bueno. ¿A dónde?

Tamam. Nereye?

- Eres muy buena.
- Eres muy bueno.
- Eres bastante bueno.

Oldukça iyisin.

- ¿Es Tom bueno besando?
- ¿Tom es bueno para besar?

Tom iyi öpüşüyor mu?

- No soy bueno mintiendo.
- No soy bueno para mentir.

Yalan söylemede iyi değilim.

Lo que es bueno para ti es bueno para mí.

Senin için iyi olan şey benim için de iyidir.

- ¿Eso es bueno o malo?
- ¿Es eso bueno o malo?

O iyi mi yoksa kötü mü?

- Soy bueno para cantar.
- Puedo cantar bien.
- Soy bueno cantando.

- Ben şarkı söylemede iyiyim.
- Güzel şarkı söyleyebilirim.

- Este té es muy bueno.
- Este té está muy bueno.

Bu çok iyi bir çay.

- Ese automóvil es muy bueno.
- Ese es un coche muy bueno.
- Ese es un auto muy bueno.
- Ese es un automóvil muy bueno.

O çok iyi bir araba.

- No soy bueno para el francés.
- No soy bueno en francés.
- No soy bueno con el francés.

Fransızcada iyi değilim.

Eso es lo bueno.

Bunlar işe yarar şeyler.

Bueno, tengo permitido enojarme.

Öfkemi ifade etmeme izin verilirdi.

Y eso es bueno.

Bu da iyi bir şey.

Bueno, funcionó bastante bien.

Pekâlâ. Bu gayet iyi oldu.

Bueno, resistió. De acuerdo.

Beni taşıdı. Pekâlâ.

Bueno, aparte de risitas,

Tüm saçmalıklar ve gülüşmeleri çıkarırsak

Bueno, otro recipiente volador.

Bir diğer uçan araç.

- Mucho trabajo. - Y bueno...

Tabii.

Bueno, no hay tantos.

Yani, pek bir şey yok.

Es bueno ser neutral

nötr olmada fayda vardır

No era nada bueno.

Bu hiç iyi değil.

Eres demasiado bueno conmigo.

Sen bana karşı çok fazla naziksin.

Es bueno levantarse temprano.

Erken kalkmak iyidir.

¡Eso sería muy bueno!

Bu harika olur!

Yo no soy bueno.

Ben iyi değilim.

Tu japonés está bueno.

Senin Japoncan iyi.

Todo era muy bueno.

Her şey çok iyiydi.

Esto es muy bueno.

Bu çok iyi.

Bueno, no hay problema.

Tamam, sorun değil.

Es bueno tener familia.

- Bir ailenin olması güzel şey.
- Bir aileye sahip olmak ne kadar da güzel.

¿Para qué eres bueno?

Sen nede iyisin?

Comúnmente es algo bueno.

Bu genellikle iyi bir şeydir.

El fútbol es bueno.

Futbol iyidir.

Esto está tan bueno.

Bu çok iyi.

Es bueno hablar contigo.

- Sizinle konuşmak güzeldi.
- Seninle konuşmak güzel.

¡Esto debería ser bueno!

Bu iyi olmalı!

Quiero comer algo bueno.

İyi bir şey yemek istiyorum.

¿Cómo de bueno es?

O ne kadar iyi?