Translation of "Aburrir" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Aburrir" in a sentence and their turkish translations:

Te vas a aburrir si vas.

Eğer gidersen sıkılacaksın.

No te voy a aburrir con los detalles.

Seni ayrıntılarla sıkmayacağım.

Alicia se empezaba a aburrir mucho de estar sentada junto a su hermana en la orilla del arrollo sin tener nada que hacer: una o dos veces había ojeado el libro que su hermana leía, pero no tenía figuras ni diálogos en él, '¿y qué uso tiene un libro sin figuras o diálogos?', pensó Alicia.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.