Translation of "Sin" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Sin" in a sentence and their turkish translations:

Sin espagueti, sin pasta.

Spagetti desen yok, makarna desen yok --

Sin renunciar a la medida, sin miedo, pero sin subestimar

Tedbirden vazgeçmeden, korkmadan ama hafife de almadan

- ¡Sin duda alguna!
- ¡Y sin duda!

Şüphesiz.

- Sigue sin mí.
- Sigan sin mí.

Bensiz devam edin.

- Desapareció sin dejar rastro.
- Desapareció sin rastro.
- Desapareció sin dejar huella.

- O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
- O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.

- ¿Qué harían sin nosotros?
- ¿Qué harías sin nosotros?
- ¿Qué harías sin nosotras?
- ¿Qué harían sin nosotras?

Bizsiz ne yapardın?

Sin embargo,

Ama yine de

sin miedo.

korkusuz bir şekilde.

sin piedad.

acımasızca.

sin contar

saymakla bitmez

Sin conocimiento

Bilgisi de yok

Sin dinero

Abi para yok

sin presión

baskı uygulamıyor

Sin presupuesto

Bütçesiz bir şekilde

¡Sin rencor!

Küsmece darılmaca yok!

¡Sin duda!

Bunun hakkında bir soru yok.

Sin duda.

Şüphesiz.

Sin comentarios.

Yorum yok.

Se quedó sin casa y sin ingresos.

ve evsiz ve gelirsiz kaldı.

Sin dinero, sin entrenamiento para este trabajo

Para yok bu iş için bir eğitimi de yok

- Tú sigues sin mí.
- Sigue sin mí.

Bensiz devam edersin.

- Habla sin ningún acento.
- Habla sin acento.

O, aksansız konuşur.

- Sin aire morimos.
- Sin aire estamos muertos.
- Estaríamos muertos sin el aire.

Havasız ölecektik.

- Mucho tiempo sin vernos.
- ¡Cuánto tiempo sin vernos!

Uzun zaman oldu!

- Me quedé sin bencina.
- Me quedé sin nafta.

Yakıtım bitti.

- No salgas sin sombrero.
- No vayas sin sombrero.

Bir şapka olmadan gitmeyin.

Es imposible vivir sin agua y sin oxígeno.

Su olmadan ve oksijen olmadan yaşamak olanaksızdır.

- Te gané sin tapujos.
- Te vencí sin artimañas.

Ben seni dürüstçe yenerim.

- No puedo leer sin anteojos.
- Sin gafas no puedo leer.
- No puedo leer sin gafas.
- No puedo leer sin lentes.

Gözlük olmadan okuyamıyorum.

- Sin ti no soy nada.
- No soy nada sin vosotros.
- No soy nada sin vosotras.
- No soy nada sin vos.

Sensiz ben hiçim.

Pero sin músculos?

giyen birini gördünüz mü?

¿Quizá sin razón?

Belki adil olmayan bir şekilde?

sin realizar cálculos.

Hesap yapmak yok.

Sin duda increíble.

Oldukça şaşırtıcı.

Y sin alardear,

ve böbürlenmiyorum,

Y sin vender

Ve satılamamış

Pero sin desperdicio

Ama fire vermeden

Trabajando sin pausa.

ediyorlardı.

Pero sin ella

Ama o olmaksızın,

Llovió sin parar.

Aralıksız yağmur yağdı.

Estoy sin palabras.

- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.
- Nutkum tutuldu.
- Diyecek bir şey bulamıyorum.

Sin duda vendrá.

O kesin gelecek.

Vino sin avisar.

O haber vermeden geldi.

Apuesta sin exagerar.

Abartmadan kumar oyna.

Sigo sin entender.

Anlamamaya devam ediyorum.

¡Sin ningún problema!

Hiç sorun değil!

Saliste sin mí.

Bensiz gittin.

Estamos sin agua.

Biz susuzuz.

Llueve sin cesar.

Kesintisiz yağmur yağıyor.

sin hielo.

Buzsuz çay.

Estamos sin electricidad.

Şu an elektrikler kesik.

Estamos sin azúcar.

Şekerimiz bitti.

Continúa sin mí.

Bensiz devam edin.

Estamos sin esperanza.

Biz umutsuzuz.

Llegó sin aliento.

O buraya geldiğinde nefes nefeseydi.

Actué sin pensar.

Düşünmeden hareket ettim.

Estoy sin bencina.

Benzinim bitti.

Sigo sin verlo.

Hala onu görmüyorum.

- Sin él, yo estaría desolada.
- Sin él, estaría desamparada.

O olmazsa, çaresiz kalırım.

Una mujer sin secretos es tal flor sin aroma.

Hiç sırrı olmayan bir kadın kokusu olmayan çiçeğe benzer.

- Se fue sin despedirse.
- Ella se fue sin despedirse.

- O veda etmeden gitti.
- O veda etmeden ayrıldı.
- O veda etmeden terk etti.

No hay felicidad sin valor, ni virtud sin combate.

Cesaretsiz mutluluk veya mücadelesiz erdem yoktur.

- Me insultó sin motivo.
- Él me insultó sin motivo.

Nedeni olmadan bana hakaret etti.

- Nos hemos quedado sin gasolina.
- Nos quedamos sin gasolina.

Benzinimiz tükendi.

- Me quedé sin dinero.
- Me he quedado sin dinero.

Benim param bitti.

- Yo como pan sin aceite.
- Como pan sin aceite.

Ben yağsız ekmek yerim.

- No iré sin ti.
- No pienso ir sin ti.

- Sensiz gitmeyeceğim.
- Sensiz gitmem.

- Puedo hacerlo sin su ayuda.
- Puedo hacerlo sin tu ayuda.
- Puedo hacerlo sin vuestra ayuda.

Bunu senin yardımın olmadan yapabilirim.

No están en un túnel sin fin y sin luz.

Sonsuz ve karanlık bir tünelde değilsin.

- Vivir sin aire es imposible.
- Es imposible vivir sin aire.

Havasız yaşamak imkansızdır.

Una comida sin vino es como un día sin sol.

Şarapsız bir yemek güneşsiz bir gün gibidir.

- ¿Qué haría yo sin vosotros?
- ¿Qué haría yo sin ti?

Sensiz ne yaparım?

No es posible la vida sin electricidad y sin agua.

Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.

- No puedo vivir sin ti.
- No puedo vivir sin vos.

Sensiz yaşayamam.

Puede haber paredes sin techo, pero ningún techo sin paredes.

Çatısız duvarlar olabilir ama duvarlar olmadan çatı olmaz.

- No haría eso sin vos.
- No lo haría sin ti.

Bunu sensiz yapmazdım.

- No puedo vivir sin tele.
- No puedo vivir sin televisión.

- Televizyon olmadan yaşayamam.
- Televizyonsuz yaşayamam.

Una habitación sin libros es como un cuerpo sin alma.

Kitapsız bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.

La belleza sin gracia es como una rosa sin aroma.

Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.

Nos perdimos en el desierto sin agua y sin comida.

Su ya da yiyecek olmadan çölde kaybolduk.

Un beso sin bigote es como una sopa sin sal.

Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.

- Él se quedó sin dinero.
- Ella se quedó sin dinero.

Parasız kaldı.

Una sociedad sin religión es como un barco sin brújula.

Dinsiz bir toplum, pusulasız bir gemi gibidir.

Vi muchas personas sin ropa y mucha ropa sin personas.

Ne insanlar gördüm elbiseleri yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.

Sin embargo, continuaré haciéndolo

Yine de devam edeceğim

sin ni siquiera despedirme".

bir hoşçakal bile demedim." dedi.

Recuerden, priorizar sin descanso.

Unutmayın inatla triaj yapın.

Sin miedo, haríamos locuras.

Korku olmazsa aptalca şeyler yaparız.

Sin embargo, con veintitantos

Ancak yirmili yaşlarımın ortasında,

Sin embargo, es posible

Ancak şu ihtimali düşünelim ki

Y sin registro nacional

Farklı kararlar almak için