Examples of using "Junto" in a sentence and their turkish translations:
gelin hep birlikte çıkaralım
O benimle geldi.
zihin sağlığı derslerine katıldık.
Onunla yürüyorum.
Yanımda otur.
Biz deniz kenarında yaşıyoruz.
Ben kendimi ateşte ısıttım.
Tom'un yanına oturdum.
Birlikte ya da ayrı?
Senin yanına oturabilir miyim?
Tom, Mary ile geri döndü.
Arabamı kapının yanına park ettim.
Bir grup bilim insanıyla bir araya geldi
tedaviyi alabilecekler.
sağlam eşyaların yanında kendimizi güvene almalıyız
Onlara Bill Anders katıldı.
O, onun yanına oturdu.
Hastane, okulun yanındadır.
Arabamı kapının yanına park ettim.
Birlikte kulanım, sizi tamamen korumaz,
O benim bitişiğimde yaşıyor.
Benim yanıma oturdu.
Tom Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
Şöminenin yanında oturdular.
John, Jack'le birlikte oturuyor.
Tom, Mary'nin yanına oturdu.
Kim senin kız kardeşinle birlikte geldi? Kız kardeşimle, onun küçük kızı Helena'dır
Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
Bunların her biri size kriz adına
Birkaç kişiyle birlikte kovuldum.
Tom kamp ateşine yakın oturuyor.
Evin yanında bir nehir var.
Onun evi nehir kıyısındadır.
Kız yanıma oturdu.
Irmağın kenarında terk edilmiş bir araba vardı.
Gölün yanındaki ev benimkidir.
O onları mağazanın yanında gördü.
Yatağı duvarın yanında.
Tom ateşin yanında kendini ısıtıyor.
Tatilimizi her zaman deniz kenarında geçiririz.
O, erkek arkadaşının yanında mutludur.
O burada yanımda yatıyor.
Pencere kenarı ister misiniz?
Tom kızının yanına oturdu.
John nehir boyunca bir yürüyüş yaptı.
bir film ekibi bize eşlik ediyordu.
Burada, yan yana duran iki evrene bakıyoruz.
Tapınağın yanında uzun bir ağaç vardı.
Gölün kenarında bir otelde kaldık.
İhtiyacın olduğunda yanında olacağım.
Yanımda oturmasını tercih ederdim.
Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
Pencerenin yanında bir koltuk istiyorum, lütfen.
Ben zaman zaman onunla karşılaşırım.
Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
Dergiler masanın yanında yığılı.
Dün beyzbol sopası, toplarla birlikte çalındı.
O pencerenin yanındaki masayı kullanmayın.
Derneğimiz diğerleriyle birlikte
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
Güzel bir kız yanıma oturdu.
Acil çıkışın yanında oturmak istiyorum.
Orangutan Projesi, ortaklarıyla birlikte orangutanların tükenmesini
yan yana çalışma imkânı ediniyorlar,
Arkadaşım Richard Rogers ile maceraya atıldığımızda
Sık sık onunla birlikte sinemaya gider.
Pencerenin yanında bir masa alabilir miyiz?
Banka postanenin yanındadır.
Divanda onun yanına oturdu.
Tom tek başına elektrik direğinin yanında durdu.
Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.
Tom kanepede Mary'nin yanında oturdu.
Tom piyanoda Mary'nin yanına oturdu.
Tom Mary ile şarkı söyledi.
Tom otobüste Mary'nin yanına oturdu.
Tom konserde Mary'nin yanına oturdu.
Tom'un deniz kenarında bir kulübesi vardır.
Kırsal hayatın bütün olağan zorlukları bir yana,
daha geniş bir dizi koruyucu önlemlerin parçası olmasıdır.
Tom sobanın yanındaki taburede oturuyordu.
Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için
Onun yatağının kenarında oturarak nedenleri araştırmaya başladım.
binamız yıkılmadı ve okyanusun kenarında oturuyoruz
Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?
Sık sık benim yanıma oturur ve müzik dinler.
Gel ve ateşin yanında kendini ısıt.
olumlu bir tutum geliştirdiğimizi görüyoruz.
Daha sonra da dostum koyuna güzelce sarılabilirim.
Kendisini 7.Haçlı seferinde ve Qutuzun yanında
Ken yanıma oturdu.
O onun yanına oturdu.
Onunla mutsuz bir hayat yaşamaktansa bekar kalmayı tercih ederim.
Pencerenin yanında oturmayı tercih etmez misiniz?