Examples of using "Dos" in a sentence and their turkish translations:
İki artı iki, dörde eşittir.
İki kızımız ve iki oğlumuz var.
İkinci olarak;
İki:
İki kere iki dört eder.
- İki artı iki kaç yapar?
- İki artı iki kaç eder?
- İki artı iki kaçtır?
İki hafta geçti.
İki kızım ve iki oğlum var.
İki yeğenim var.
Bizim iki çocuğumuz var.
İki erkek ve iki kız kardeşim var.
Senin iki kitabın var.
İki kedim var.
İki oğlum ve iki kızım var.
- Senin iki kitabın var.
- Sizin iki kitabınız var.
İki arabam var.
Onun iki arabası var.
İkincisi:
Evet, iki tane.
Biz ikimiz siz ikinizin yalan söylediğini biliyoruz.
Onun iki arabası var.
- İki kadın şarkı söylüyor.
- İki tane kadın şarkı söylüyorlar.
Siz ikiniz iyi misiniz?
İki koltuk boş.
İki kere ikinin dört yaptığını herkes bilir.
İki tane kız kardeşim var ve ikisi de evli.
İki koltuk boş kaldı.
İkimiz de güldük.
Onun iki kedisi var.
Siz ikiniz iyi misiniz?
İkimiz de gidebiliriz.
İki kişi güldü.
Saat ikide gel.
Her ikiniz de buraya gelin.
İki saat şarkı söyledim.
İkinci adım:
Bundan önce iki şey:
Bir... İki... Üç.
İki yıl içinde
İki yavrusu var.
İki tane koyuyoruz...
Koğuş numaram iki.
İki kızım var.
İki erkek kardeşim var.
İki televizyon setimiz var.
İki adım ileri.
Benim iki kitabım var.
- İki koşulum var.
- İki şartım var.
Biz iki keçi besliyoruz.
Onların iki kız çocuğu var.
İki sıra yapın.
- İki tane turta vardı.
- İki turta vardı.
İki çocuğum var.
İki şişe sipariş verelim.
Bana iki dakika ver.
İki tane gözüm var.
İki çocuğumuz var.
Senin iki topun var.
İki kız yeğenim var.
İki kuzenim var.
İki kitabın mı var?
İki kek vardı.
İki hamburger sipariş ettim.
İki dolgu almak zorundayım.
Biz iki kıza sahibiz.
İki kulağımız var.
İki işim var.
İki kedim var.
İkimiz de salağız.
İkimiz de ağladık.
İki kez gittim.
İki kez aradım.