Translation of "Tener" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Tener" in a sentence and their turkish translations:

tener aves de corral, tener un vuelo, tener una termita

kanatlısı var uçanı var termiti var

- ¿Quieres tener hijos?
- ¿Quieren tener hijos?

Çocuk sahibi olmak istiyor musun?

- Deberías tener más cuidado.
- Debería tener más cuidado.
- Deberíais tener más cuidado.
- Deberían tener más cuidado.

Daha dikkatli olmalısın.

Debe tener cuidado.

Dikkatli olması gerek.

Suelo tener conjuntivitis.

Ben sık sık göz nezlesi olurum.

Quería tener hijos.

Çocuk sahibi olmak istedim.

¿Quieres tener hijos?

Çocuklar istiyor musun?

Iban a tener,

başvurusundan reddedilmek olabilir,

Esperaba tener éxito.

Başarılı olmayı umuyordu.

Necesito tener amigos.

Arkadaşlara ihtiyacım var.

Pareces tener recursos.

Sen becerikli görünüyorsun.

- Puedes tener el mío.
- Usted puede tener el mío.

Benimkini alabilirsin.

- Debería tener más cuidado.
- Yo debería tener más cuidado.

Daha dikkatli olmam gerek.

- Ha de tener casi cuarenta.
- Él debe tener unos 40.
- Él debe tener unos 40 años.
- Debe tener unos 40 años.

- O yaklaşık kırk olmalı.
- O, yaklaşık kırk olmalı.
- O 40 civarında olmalı.

- Es práctico tener una computadora portátil.
- Es práctico tener un laptop.
- Es práctico tener un portátil.

Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.

- Vamos a tener un bebé.
- ¡Vamos a tener un bebé!

Bir çocuğumuz olacak.

- Es práctico tener un laptop.
- Es práctico tener un portátil.

Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.

- Me gustaría tener una navaja.
- Me gustaría tener un cuchillo.

Bir bıçak sahibi olmak istiyorum.

- Mary no puede tener niños.
- Mary no puede tener hijos.

Mary çocuk sahibi olamaz.

- Al menos él va a tener un salario sin tener que trabajar.
- Al menos va a tener un salario sin tener que trabajar.

En azından iş olmadan bir maaşa sahip olacak.

Nunca creí tener privilegios,

Ayrıcalıklarım olduğunun farkında değildim

Podemos tener éxito gradualmente.

adım adım başarılı olabiliriz.

Tom debe tener hambre.

Tom aç olmalı.

¡Quiero tener una espada!

Bir kılıç sahibi olmak istiyorum!

Es bueno tener familia.

- Bir ailenin olması güzel şey.
- Bir aileye sahip olmak ne kadar da güzel.

Tendremos que tener cuidado.

Dikkatli olmak zorunda olacağız.

Quiero tener un amigo.

Bir arkadaşımın olmasını istiyorum.

¿Puedo tener uno también?

Ben de bir tane alabilir miyim?

Necesitamos tener un contrato.

Bir kontrat yapmamız gerekiyor.

No quiero tener hijos.

Çocuk sahibi olmak istemiyorum.

Tenemos que tener cuidado.

Dikkatli olmalıyız.

Deberían tener más cuidado.

Daha dikkatli olmalıydılar.

Espero tener noticias vuestras.

Sizden haber almayı umuyorum.

Quiero tener otro perro.

Yeni bir köpek istiyorum.

Tienes que tener cuidado.

Dikkatli olmak zorundasın.

Voy a tener cuidado.

Dikkatli olacağım.

Tom podría tener razón.

Tom haklı olabilir.

- Debes tener mucha hambre ahora.
- Ahora debes de tener mucha hambre.

Şimdi çok aç olmalısın.

- ¿Te gustaría casarte y tener hijos?
- ¿Os gustaría casaros y tener hijos?

Evlenmek ve çocuklara sahip olmak ister misin?

- Eres muy afortunado de tener tales amigos.
- Eres muy afortunada de tener tales amigos.
- Es usted muy afortunada de tener tales amigos.
- Es usted muy afortunado de tener tales amigos.
- Sois muy afortunadas de tener tales amigos.
- Sois muy afortunados de tener tales amigos.

Böyle arkadaşlarınız olduğu için çok şanslısınız.

Deben tener piel más oscura".

daha koyu ten rengi olmalı."

Y quieres tener una charla,

kısa bir konuşma yapmak istediğinizde,

Queremos tener un buen día

Her günü güzel geçirmek

tener dificultades financieras o desempleo.

risk faktörleriyle bağlantılı olduğunu söylüyor.

Para tener una humanidad mejor

insanlığın gelişmesi için

Deben tener cuidado con ellas.

Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.

A tener estos malos pensamientos

kötü düşüncelerim olduğunu

Concentrados en tener la razón,

Her zaman haklıyızdır orada

El langostino debe tener cuidado.

Teke ihtiyatlı davranmalıdır.

Y, allí, deben tener cuidado.

Ve dikkatli olmanız gereken yer de burası.

O no tener operación alguna.

ya da hiç ameliyat olmamak.

Es genial tener una familia.

Bir aileye sahip olmak mükemmel.

Debes tener los ojos abiertos.

Gözlerini açık tutmalısın.

¿Nancy quiere tener un perro?

Nancy, bir köpeğe sahip olmak istiyor mu?

Ha de tener casi cuarenta.

- O, yaklaşık kırk olmalı.
- Yaşı kırka yakın olmalı.

Ella fingió tener problemas auditivos.

İşitme güçlüğü varmış gibi davrandı.

Ella debe tener unos cuarenta.

- O kırk ya da yaklaşık olmalı.
- Yaşı kırkın üstünde olmalı.

Es inconveniente no tener teléfono.

Telefonsuzluk sıkıntılı bir durum.

Desearía tener una novia hermosa.

Keşke güzel bir kız arkadaşım olsa.

Sería bueno tener una fiesta.

Bir parti vermek hoş olurdu.

¿Te gustaría tener mucho dinero?

Çok paranız olsun ister misiniz?

Yo solía tener tu edad.

Ben senin yaşındaydım.

Me gustaría tener un gato.

Bir kedim olmasını isterim.

Quiero tener sexo con él.

Onunla sevişmek istiyorum.

Parece no tener ningún valor.

O değersiz görünüyor.

¿No es bueno tener amigos?

Arkadaşlara sahip olmak iyi değil midir?

Esto no parece tener sentido.

- Bu, anlam ifade eder gibi görünmüyor.
- Bu anlamlı gibi görünmüyor.
- Bu mantıklı gözükmüyor.

Quiero casarme y tener hijos.

Evlenip çocuk sahibi olmak istiyorum.

Acabo de tener una visión.

Sadece bir görüşüm vardı.

Voy a tener que abrirlo.

onu ortadan kesip açmanız gerekir.

Siempre quise tener una hija.

Her zaman bir kız çocuğu istedim.

Debo tener mucho cuidado, Tom.

Çok dikkatli olmalıyım, Tom.

¿Cómo puedes no tener corazón?

Nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyorsun?

Me gustaría tener una respuesta.

Ben bir cevap istiyorum.

Debes tener mucha hambre ahora.

Şimdi çok aç olmalısın.

¡Vamos a tener un bebé!

Biz bir bebek sahibi olacağız!

Tú quizás podrías tener suerte.

Şanslı olabilirsin.

Nosotros quizás podríamos tener suerte.

Biz şanslı olabiliriz.

Debemos tener una charla, Tom.

Bizim konuşmamız gerek, Tom.

Voy a tener un bebé.

Bir çocuğum olacak.

Estoy deseando tener noticias tuyas.

Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.

Ella parece tener muchos amigos.

O, birçok arkadaşı var gibi görünüyor.

Me encantaría tener tu edad.

Senin yaşında olmak istiyorum.

Es importante tener curiosidad intelectual.

Entelektüel meraka sahip olmak önemlidir.

Tom debe de tener hambre.

Tom aç olmalı.

Tom empezó a tener hambre.

Tom acıkmaya başladı.

Podríamos no tener tanto tiempo.

Çok fazla zamanımız olmayabilir.

Tienes suerte de tener trabajo.

Bir işin olduğu için şanslısın.

Supongo que puedes tener razón.

Haklı olabilirsiniz sanırım.

Mary desearía tener cabello liso.

Mary düz saçının olmasını diliyor.

Acabo de tener un accidente.

- Az önce bir kaza gördüm.
- Az önce bir kaza geçirdim.