Translation of "Orilla" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Orilla" in a sentence and their turkish translations:

Debo llegar a la orilla. Rápido.

Hızlıca kıyıya çıkmalıyım.

Paseamos por la orilla del lago.

Göl kıyısı boyunca yürüdük.

Los jaguares patrullan la orilla del río.

Nehir kıyılarında jaguarlar kol gezer.

Se sentó en la orilla del arroyo.

Derenin kenarında oturdu.

Nosotros caminamos por la orilla del Támesis.

Thames'in kıyısında yürüdük.

La orilla acaba ahí donde comienza el mar.

Denizin başladığı yerde kara biter.

Mi pasatiempo favorito es pasear por la orilla.

En sevdiğim eğlence kıyı boyunca gezmektir.

Tom siguió caminando a lo largo de la orilla.

Tom kıyı boyunca yürümeye devam etti.

Tom estuvo horas sentado en la orilla del río.

Tom saatlerdir nehir kenarında oturuyor.

Debo llegar a la orilla rápido. Esta aventura apenas comienza.

Hızlıca kıyıya çıkmalıyım. Macera daha yeni başlıyor.

Ahora, quiero que imagines que estás de pie en la orilla,

Şimdi, kendinizi sahilde duruyor halde düşünmenizi istiyorum

Hay un montón de basura en la otra orilla del río.

Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.

Pero la ciudad a la orilla del mar ya no se usa

ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde

Cuando era niño, solía ir a la orilla del mar cada verano.

Ben bir çocukken, ben her yaz sahile giderdim.

Él hizo una tonificante caminata a lo largo de la orilla del río.

Nehir kenarı boyunca canlandırıcı bir yürüyüş yaptı.

Con puestos de vigilancia a lo largo de la orilla, la emboscada romana está preparada.

Sahil boyunca uzanan gözetleme kuleleri ile birlikte, Romalı tuzağı kurulmuştu.

¿Cómo vamos a pagar las facturas? Las personas con dinero en la esquina de la orilla, sí, se sienten más cómodas por un tiempo.

Faturaları nasıl ödeyeceğiz? Kıyıda köşede parası olan insanlar evet bir süre daha rahat.

Numidianos y galos abruman la retaguardia romana, umidians and Gauls overwhelm the Roman rear, forzandolos a ir hasta la orilla del lago. cing them all the way to the lake shore.

Numidyalı ve Galyalılar, Romalıların arka hattında üstünlüğü kurup, gölün kenarına geri çekilmeye mecbur ediyorlar.

Alicia se empezaba a aburrir mucho de estar sentada junto a su hermana en la orilla del arrollo sin tener nada que hacer: una o dos veces había ojeado el libro que su hermana leía, pero no tenía figuras ni diálogos en él, '¿y qué uso tiene un libro sin figuras o diálogos?', pensó Alicia.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.