Examples of using "Harde" in a sentence and their turkish translations:
Bir guanako sürüsü.
Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.
Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.
Kendini dikkatlice antilop sürüsünün uzak ucuna konumlandırıyor.
En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.