Translation of "Femelle" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Femelle" in a sentence and their turkish translations:

Une femelle.

Bir dişi.

Une autre femelle.

Bir dişi daha geldi.

La femelle a l'avantage.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

Une femelle est proche.

Yakınlarda bir dişi var.

L'une mâle, l'autre femelle.

erkek ve kadın.

La femelle a reçu le message.

Dişi, mesajı alıyor.

Une femelle est séparée des autres.

Bir dişi, diğerlerinden ayrı düşüyor.

- Chez certaines espèces, la femelle domine le mâle.
- Chez certaines espèces, la femelle est dominante sur le mâle.

Bazı hayvan türlerinde dişi erkek üzerinde egemendir.

à part quand la femelle est en chaleur.

çiftleşme dönemindeki dişiler hariç.

Le jeune essaie de s'approcher de la femelle.

Gencimiz dişiye yaklaşmaya çalışıyor.

Et maintenant, les besoins de cette femelle grandissent.

Üstelik... ...bu dişinin ihtiyaçları artmaya başladı.

Une femelle peut avoir plus de cent petits.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Cette femelle pourrait dépasser les dix mètres de long.

Bu dişi ileride on metre büyüklüğü aşabilir.

La femelle isolée a perdu son combat contre les lions.

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

Il est plus sûr d'attirer une femelle. Mais il doit sembler impressionnant.

Dişiyi kendine çağırmak çok daha güvenli. Ama etkileyici sesler çıkarmalı.

Cette femelle parcourt jusqu'à 40 km par nuit, en quête de nourriture.

Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.

La femelle a tendance à choisir le mâle qui chante le mieux en duo.

dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde.

Cette femelle calmar luciole migre à des centaines de mètres au-dessus des abysses.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Guidée par la femelle la plus âgée, la harde fait avancer les plus petits.

En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.

Le petit mâle gagne les faveurs de la femelle. Dans un monde bruyant, il faut parfois savoir se faire discret.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.