Examples of using "Solitaire" in a sentence and their turkish translations:
Çok yalnızsın.
Hayır, tek başınalık güzeldir.
O yalnız görünüyor.
O yalnız bir kurt.
O artık yalnız değil.
Tek başına sinemaya gider.
Ben yalnız bir adamım.
- O yalnız bir hayat sürdü.
- Yalnız bir hayat sürdü.
Tek başınalıktan bahsetmiyorum.
Yalnız bir hayat yaşadı.
Her zaman yalnız yaşayan biriydim.
Ben bir tür yalnızlığı seven kişiyim.
O, boşanmadan sonra yalnızdı.
yalnız, karıncadaki zekaya bak yahu
- Tom utangaç ve yalnız bir çocuk.
- Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.
Arkadaş bulamazsa soğukta tek başına tehlikeli bir gece geçirecek.
Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.
Tek başına seyahat etmek için çok küçüksün.
aslında evrendeki en az yalnız yerdir.
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.
Tom yakın ilişkilerden çekinen yalnız yaşayan biridir.
Tom bunalımlı ve yalnız.
Tom bağımsızlık ile yalnız yaşama arasındaki farkı bilmiyor.
bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.
Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün
Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.
Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.
ve bir süre sonra ise toplumdan dışlanmaya başlıyor ve yalnızlaşıyor