Translation of "صعوبة" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "صعوبة" in a sentence and their turkish translations:

وهو ما نواجه صعوبة في تصديقه حتى اليوم

Ki biz bugün dahi inanmakta güçlük çekiyoruz

لم أجد صعوبة في العثور على مكان بيتك.

Evini bulmakta zorluk çekmedim.

في تلك السنوات ، واجه الناس صعوبة في تصديق ذلك.

O yıllarda insanlar buna inanmakta güçlük çekiyordu

في البداية واجه صعوبة في التأقلم مع بيته الجديد.

O, başlangıçta yeni evine alışmakta sorun yaşadı.

‫قمنا بعمل رائع بالوصول إلى هذا الحد،‬ ‫ولكن الأمور ستزداد صعوبة.‬

Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

في البداية وجد صعوبة في الإعتياد على العيش في بيته الجديد.

İlk başta onun, yeni evinde yaşamaya alışma sorunu vardı.

ولكن دعونا نتوقف لحظة للنظر في مدى صعوبة إعداد كمين في بحيرة تراسيمين

Ancak önce biraz zaman ayırıp Trasemine Göl'ünde bir pusu kurmanın ne kadar zor olduğunu düşünelim.

‫قمنا بعمل رائع بوصولنا إلى هذا الحد‬ ‫ولكن الأمور على وشك أن تزداد صعوبة.‬

Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

‫وكذلك تزداد صعوبة التنفس هنا.‬ ‫كما أن هذه الشعلة ‬ ‫لم تعد تشتعل بنفس التوهج.‬

Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.