Examples of using "نواجه" in a sentence and their turkish translations:
Şiddetli bir krizle karşı karşıyayız.
Hangi yöne dönsek risk faktörü var:
Bu sorunla yüzleşmeliyiz.
Bu tür problemleri henüz yaşamadık.
Son dönemlerde biraz daha problemlerle karşılaşıyoruz artık
Sert ve dramatik bir değişimle karşı karşıyayız biliyoruz.
Uşak bölgesinde ise resmi kazılara pek rastlamıyoruz
derken bizim karşımıza şöyle bir olay çıkıyor
ölünün arkasından mevlüt okutmak gibi törenlerle karşılaşmayız
Ki biz bugün dahi inanmakta güçlük çekiyoruz
Da Vinci'nin gerçek fırça darbelerine rastlayamıyoruz
gibi sorular ile çok fazla karşılaşıyoruz.Peki nedir bu Google?
ama daha eski çağlar bu tür hastalıklara pek rastlamıyoruz
bu günlerde ise böyle bir olaya pek rastlayamıyoruz
bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz
ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük
eski cami yapımlarına baktığımız zaman kubbelere çok fazla rastlamıyoruz. Nadiren var