Translation of "البداية" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "البداية" in a sentence and their turkish translations:

منذ البداية،

En başından beri,

لنبدأ من البداية

İstersen en baştan başlayalım.

متى ستقرر البداية؟

Ne zaman başlamayı planlıyorsunuz?

في البداية، تكون صعبة.

İlk başta zor.

في البداية أهلاً بكم.

Öncelikle hoş geldiniz.

هذه ليست سوى البداية

bu sadece başlangıç

إنها صعبة في البداية.

Önce, zordur.

في البداية كنت خائفاً

Başta korkmuştum.

وإذا كان هذا خط البداية،

Referans çizgisi buysa

في البداية، يقول مايكل كورليوني:

başlangıçta Michael Corleone diyor ki

يطورون أقل تمييز في البداية.

çok daha az önyargı geliştiriyorlar.

لنبدأ مع Zoom من البداية

isterseniz en başından Zoom konusuna bir başlayalım

دعونا نلقي نظرة على البداية.

Hadi en başından bakalım.

‫وكان ذلك جيدًا في البداية.‬

İlk başlarda her şey yolundaydı.

لم يصدقني أحد في البداية

İlk önce kimse bana inanmıyordu.

لم لا تبدأ من البداية؟

Neden sadece başından başlamıyorsun?

فى البداية، كنت متحيّرًا فقط.

Başta kafam karıştı

هي نقطة البداية للعديد من الأمراض

birçok hastalığın çıkış noktasıdır

قلت في البداية إما مفيدة وبسيطة

başta da dedim ya kullanışlı ve basit

‫في البداية، يبدو كل العشب متشابهًا.‬

Başta her şey aynı gibi görünüyor.

‫في البداية، ظننت...‬ ‫أنها تصطاد السمك.‬

İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.

من أين البداية؟ مالذي سنتخلّى عنه ؟

Nereden başlamalı?

أريدك أن تفكر فيم سمعت في البداية،

başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

حسنًا، في البداية، علينا أن ندرك المحرّضات

Her şeyden önce, bizi daha az hissettiren bu tetikleyicilerin

في الواقع، أتعلم، لقد كان واضحًا من البداية

Aslında anlayacağın üzere bu ilişkinin ilerlemeyeceği

ولكن في البداية دعوني أعرفكم على شيء ممتع،

Ama öncelikle size çok çok ilginç bir gözlemden

ففي البداية، هي مجرد نقطة لم تتشكل بعد

İlk başta şekilsiz bir leke oluşturuyorlar.

كبار المهندسين في ناسا في البداية شديد الخطورة.

olarak değerlendirildi .

لم يكن نابليون معجبًا في البداية - كان دافوت منعزلًا

Napolyon ilk başta etkilenmemişti –Davout mesafeli, dağınık

في البداية واجه صعوبة في التأقلم مع بيته الجديد.

O, başlangıçta yeni evine alışmakta sorun yaşadı.

في البداية، بدا أن الهزيمة في إبرو لم تغير الكثير

İlk başta Ebro'da ki yenilgi ufak bir değişiklik yaratmış gibi gözükse de

رغم ذلك، لقد كنا في البداية فقط كما هو واضح

Açıkçası yolun başındayız,

في البداية بدا أن الفرنسيين سيفعلون ذلك بسهولة اخماد التمرد.

Başta Fransızlar isyanı kolayca durduracak gibi gözüküyordu

‫وكان ذلك محبطًا جدًا في البداية.‬ ‫من الصعب جدًا تمييزها.‬

Başta çok sinir bozucuydu. Fark etmesi çok zor.

‫في البداية تبنت الطريقة نفسها‬ ‫في صيد السلطعون مع الكركند.‬

İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.

لكن تلك الفكرة شلت منذ البداية واتجهت الحكومة العراقية الى

. Ancak bu fikir başından beri felç oldu ve Irak hükümeti

فى البداية، الهيب هوب لم يكن موالي للعنف أو مناصر للمخدرات.

Başlangıçta, hip-hop şiddet ve uyuşturucu yanlısı değildi.

تعلمون ، كان لدى هؤلاء النمل مشكلة في تغذية الحيوانات في البداية.

yahu hani bu karıncaların hayvan besleme konusu vardı başında söylemiştik

في البداية وساعد ذلك على ظهور جماعات اسلامية متشددة من بينها

aşiret karakterinin hakimiyetine girdi ve bu, militan İslami IŞİD'in gruplarının

وقد تكون دون اعراضٍ في البداية ما يساعد على انتشار الفيروس

ve ilk başta semptomsuz olabilirsiniz, bu da virüsün daha hızlı

في البداية وجد صعوبة في الإعتياد على العيش في بيته الجديد.

İlk başta onun, yeni evinde yaşamaya alışma sorunu vardı.

فضّل ملك المجر في البداية استراتيجية دفاعية، وأراد أن يترك بايزيد ينهك

Macar Kralı başlangıçta, düşmanın Macar topraklarında ilerleyerek Bayezid'in birliklerini yenmeye çalıştığı bir savunma stratejisini tercih etti.

منعت اسماء من السير بذات الخط في البداية فمع اوائل تسلم بشار

isimlerin aynı çizgide yürümesini engelleyen de aynıdır. Başlangıçta Beşar

يمثل إدراك أوجه الإنسانية المشتركة فيما بيننا بطبيعة الحال مجرد البداية لمهمتنا.

Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır.

يشكل الفصل الثالث نهاية البداية في الكتاب. توقف هناك واقرأ تعليقات الناقد.

Bölüm üç kitabın başlangıcının sonudur. Orada dur ve eleştirmenlerin yorumlarını oku.

ولكن على الرغم من التقدم الناجح في البداية في ترانسيلفانيا، رومانيا يواجه بسرعة

Fakat başlangıçtaki başarılı ilerlemeye rağmen Transilvanya'ya girince, Romanya hızla bir

مثل مارشال ناي ، عارض في البداية عودة نابليون من المنفى ، لكنه رأى الاتجاه الذي

Mareşal Ney gibi, başlangıçta Napolyon'un sürgünden dönüşüne karşı çıktı, ancak rüzgarın hangi yönden estiğini gördü

‫كان من الصعب جدًا في البداية تخيّل‬ ‫أنها ستستفيد أي شيء من هذه العلاقة.‬

Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.

‫ولكن إن كنت تعتقد ‬ ‫إنه ربما كان يوجد مسار أفضل من البداية،‬ ‫اختر "إعادة الحلقة".‬

Ama en başta daha iyi bir rota seçebileceğinizi düşünüyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

‫في البداية، فإن نزول المياه أمر صعب.‬ ‫إنه أحد أكثر الأماكن خطرًا ورعبًا للسباحة‬ ‫على وجه الأرض.‬

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.