Translation of "حتى" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "حتى" in a sentence and their turkish translations:

- حتى هناك -

orada bile

حتى أجيبه.

tekrar sorabilir.

‫حتى الليل.‬

...gece oluncaya kadar.

حتى الأكبر

hatta en büyüğü

حتى ثانية

O zaman bir saniye

حتى السند -

İndus bile -

حتى معظم علماء المناخ أو حتى السياسيون الإيكولوجيون

Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine

حتى عام 2011.

2011'e kadar böyleydi.

حتى ذلك اليوم.

o güne kadar.

ولا حتى والدَيها.

Ebeveynleri bile.

حتى تصبح منيعة.

geiiştirmeyi öğreniyorlar.

حتى زوجته وابنته

karısı ve kızı bile

حتى رجل الخفافيش

yani yarasa adam

حتى لا تدرك

Farkında bile olmadan

حتى القيام بذلك

bunu yaparken bile

هذا حتى أجمل

hatta en güzeli bu

حتى الحيوانات تحسب

hayvanların bile sayılıp

حتى الرسم الحر

Yani serbest çizim

الشعر حتى الآن.

şimdi bile şiir besteledi .

حتى أفضل المؤسسات،

en iyi kurumlardan biri de olsa,

حتى جوجل كروم

Yani Google Chrome

‫حتى أصغر الحيوانات.‬

En küçük hayvanları bile.

لننتظر حتى يستيقظ

O, uyanana kadar bekleyelim.

انتظر حتى أجلس.

Ben oturuncaya kadar bekle.

حتى يستعد العلماء ،

bu yüzden bilim adamları hazırlanıyor

أوصلني حتى القصر.

O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.

حتى النهاية ، حتى عندما بدأت إمبراطورية نابليون في الانهيار.

bulunmasını ve Napolyon imparatorluğu çökmeye başladığında bile sonuna kadar direniş göstermesini sağladı.

انتظر حتى 10، عد حتى 10 قبل أن تتحدث مجددًا،

tekrar konuşmadan önce 10'a kadar sayın ve bekleyin,

لم أستخدم مطلقًا Zoom حتى يومنا هذا. حتى أيام الاكليل

Zoom u bugüne kadar ben hiç kullanmadım. Korona günlerine kadar

حتى 40 دقيقة ، حتى مستخدم معين ، استخدمه مجانًا بدون إعلانات

40 dakikaya kadar, belli bir kullanıcıya kadar sana demiş bedava la reklamsız kullan yahu

- لا تفعل شيئا حتى آتي.
- لا تقم بشيء حتى آتي.

Ben gelene kadar hiçbir şey yapmayın.

ولن يستغرق حتى يوم

Bir gün bile sürmeyecek.

حتى وإن كنت بروفيسورا،

Profesör dahi olsan okuma alışkanlığı --

حتى نصل لهذه النقطة،

Bu noktaya gelene kadar,

ربّما استنتجتم حتى الآن،

Şu ana kadar çıkarabildiğiniz kadarıyla,

بل حتى الكثافة أيضا،

aynı zamanda yoğunlaşıyor.

حتى أن مشاعرها الداخلية،

bu sebeple, bir duygulanım hâlinde

أو حتى حرارة النار.

ya da ateşin sıcaklığı gibi.

‫حتى تأتي المروحية‬ ‫لتنتشلني.‬

gün ve gece boyunca hayatta kalmak.

‫الأمور جيدة حتى الآن.‬

Şimdilik iyi gidiyor.

حتى مع أشد الخصوم.

hatta en zorlu rakiplerimle bile.

حتى بعد الجيش الإسرائيلي

hatta İsrailli askerler

‫من 1991 حتى 2013‬

1991'den 2013'e kadar

‫الحبل يتحملني حتى الآن.‬

Şimdiye kadar tuttu.

وبعض الأحيان، حتى علنًا.

hatta bazen açıkça yapıyorum.

والبعض يقول حتى بالولاية.

hatta bazıları eyalette en kötüsü olduğunu söylerler.

حتى في الطلب الآن

hala şimdi ki düzende bile

دعهم يأخذونها حتى النهاية

çeksinler yahu sonuna kadar çeksinler

حتى هنا هو الوضع

Yani burada şöyle bir durum var

حتى تكون على علم

o yüzden bilgi sahibi olun ki

لم يذكر حتى الفتيات

kız çocuklarına isim dahi vermiyordu

استمرت حتى عام 1814.

, 1814'e kadar sürecek

بكلتا يديه حتى قُتل.

öldürülene kadar iki eliyle saldırdı.

أو حتى لحمل السلاح.

Hatta bazen silahlanıyorlar bile.

حتى أصبح جيشه جاهزا.

düşmanın nerede olduğunu düşünmesini istedi.

انتظر حتى أنهي الأكل.

Yemek yemeyi bitirinceye kadar bekleyin.

ليسوا هنا حتى الآن.

Onlar henüz burada değil.

تحدثنا حتى الثانية صباحاً .

Sabah ikiye kadar konuştuk.

سأقاتل حتى النفس الأخير.

Son nefesime kadar dövüşeceğim.

إياك والتحرك حتى أرجع.

Ben dönünceye kadar kımıldama.

هي لا تعرفني حتى.

O beni bile tanımıyor.

حتى أنتَ يا بروتوس؟

Sen de mi Brütüs?

انتظر حتى يسخن الحساء.

Çorba ısınıncaya kadar bekleyin.

بإمكانه الانتظار حتى الغد.

O yarına kadar bekleyebilir.

سأظل حتى يرحل توم.

Tom çıkana kadar kalacağım.

بقيت حتى وصل توم.

Tom gelene kadar kaldım.

حتى لا تستفيد حتى جرام واحد ، فأنت ضد هذا البرنامج بالتعاون

bir gram bile faydalanmamak için el birliğiyle bu programa karşısınız

وما زلت كذلك حتى اليوم

ve bugün bile bu değişmedi.

"بداية من أنفك حتى الوريد،

"Burnunda veya damarlarında,

حتى في مذكرات صالح بوزوك؛

Hatta Salih Bozok’un hatıralarında şöyle var;

لا شيء مبحوث فيه حتى.

Birazcık bile araştırılmış değil.

حتى نستطيع أن نرى ونسمع

böylece sadece resme uyan bilgileri

حتى تستطيع الشعور بالوئام العقلي.

böylece zihnimiz zihinsel uyum içinde hissedebilir

عنيفين، حتى حين تتدخّل العاطفة.

Saldırganların dahi duyguları karışık.

حتى القرارات التي كانت بسيطة

Restorana gitmek veya günlük alışveriş yapmak gibi

والناس يكافحون أو حتى يموتون،

İnsanlarsa ilaçları karşılayamadıklarından

حتى استطعنا كسب الإفراج عنها

ve oğlu ile bir araya getirene kadar

حتى لو كانت "بريا" مطيعة

Priya iyi bir çocuk olsa bile

ليس لدي حتى الثواني الثمانية،

Benim de karşımdaki insanı dinleme sürem,

فكروا حتى في أفلام هوليوود.

Hatta Hollywood filmlerini.

‫حتى هذا النوع من الأشجار...‬

bakmamız yeterli olur.

إنه كذلك، حتى أستطيع ذلك.

Ta ki anlayana kadar.

أو حتى إصابتك بمرض ألزهايمر

ve hatta Alzheimer riskinizin artması

كان ذلك حتى نهاية الثمنينات

1980'lerin sonunda doğru

حتى لحظة أخذه إلى المسلخ.

ta ki kesmeye götürene kadar.

أو حتى للحفاظ على وظائفنا.

belki de işimizi kaybetmemek için.

حتى الأهداف الطموحة لاتفاقات باريس

Paris Anlaşması'nın iddialı hedefleri bile

حتى عندما تكون غير مريحه،

bu, rahatsız edici olmaya başlasa bile.

‫حتى الآن.‬ ‫"سهول ينيرها القمر"‬

Şu ana dek. MEHTAPLI DÜZLÜKLER

‫ويمكنها العيش حتى 100 عام.‬

100 yıla kadar da yaşayabilir.

لهذا السبب، حتى عام 1950،

O nedenle 1950'ye kadar

حتى يمكنهم العمل بشكل مستقل.

böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

حتى ولو كان الحكم ضدهم،

kendilerine onur ve saygıyla

حتى يتسنى لها تناول أدويتها.

böylece ilaçlarını alabilecekti.

حتى الاحتيال ثلاث صناعة الورق

yani dolandırıcılık üç kağıtçılık

كنا نأكلها بجنون حتى تؤلمني

yahu çılgınca yerdik onu karnımız ağrıyıncaya kadar

أنا حتى لا أقول ديننا

dinimizi ise hiç söylemiyorum bile

حتى لسان بعض الخفافيش فروي

kimi yarasaların dilleri bile tüylüdür