Translation of "تلك" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "تلك" in a sentence and their turkish translations:

- تلك سيارته.
- تلك هي سيارته

O, onun otomobili.

- أعرف تلك الصبية.
- أعرف تلك الفتاة.

Kızı tanıyorum.

تلك الحفلة...

Bu toplantı,

تلك سيارته.

Şu, onun arabası.

تلك مسؤوليتك.

O sizin sorumluluğunuzdadır.

تلك سيارتك.

- Şu senin araban.
- Şu sizin arabanız.

تلك كتبنا.

Onlar bizim kitaplarımız.

تلك كتبهم.

Şu kitaplar onların.

تلك طاولةٌ.

Bu bir tablodur.

- تلك السيارة ليست ملكي
- تلك ليست سيارتي

- Bu benim arabam değil.
- Şu benim arabam değil.

استُخدِمت كل تلك الكلمات لتشويه سمعة تلك المجموعات.

Bu grupları kötülemek için bu sözcüklerin hepsi kullanıldı.

- من تلك الفتاة الجميلة؟
- من تلك الفتاة اللطيفة ؟

O güzel kız kim?

- لماذا ابتلعت تلك الأقراص؟
- لماذا شربت تلك الأقراص؟

Neden bütün bu hapları yuttun?

- تلك المرأة العجوز تعيش لوحدها.
- تلك المرأة العجوز تسكن بمفردها.
- تلك المرأة العجوز تعيش بمفردها.
- تلك المرأة العجوز تسكن لوحدها.

O yaşlı kadın yalnız başına yaşıyor.

تلك فكرة مربكة.

Bu rahatsız edici bir düşünce.

تلك الخلفية المذهلة

arkadaki o muhteşem görüntü

كل تلك الحركات،

baskı uygulanmaya başlandı.

تلك شواهد القبور

o mezar taşları

مثل تلك القصة

gerçekten o hikayede olduğu gibi

‫تلك الضربات السريعة.‬

Şimşek gibi hızlı darbeler.

هل تلك أمك؟

O senin annen mi?

هل تلك عربتك؟

O senin at araban mı?

تلك مجرد إشاعة

Bu sadece bir söylenti.

تلك كانت نيتي.

- O niyetti.
- Niyet buydu.

خسرنا تلك المباراة.

- Biz oyunu kaybettik.
- Biz maçı kaybettik.

أعجبته تلك القيثارة.

O, o gitarı seviyor.

لمن تلك السيارة؟

Bu kimin arabası?

اتبع تلك السيارة!

Şu arabayı takip edin!

تلك حقيبة جين.

- Bu Jane'nin çantasıdır.
- Bu, Jane'in çantası.

تلك سيارات معلمينا.

Onlar bizim öğretmenlerin arabalarıdır.

من تلك البنت؟

O kız kimdir?

إتبع تلك السيارة.

Arabayı izleyin.

أريد تلك الحقيبة.

O çantayı istiyorum.

تلك فكرة جيدة.

Bu iyi bir fikir.

هل تلك سيارتك؟

O senin araban mı?

هل تلك كلابك؟

Şunlar senin köpeklerin mi?

و تلك الأم مدت يدها لتمسك يد تلك الممرضة،

ve anne, hep birlikte rahat bir nefes alabilmek için

- أنظر إلى تلك الغيوم السوداء.
- انظر إلى تلك الغيوم السوداء.

Şu siyah bulutlara bak.

وليست تلك بفكرة سديدة

Bu iyi bir fikir değil.

نعم تلك الجملة المشهورة.

Hani şu meşhur sözü var ya,

شريحة اللحم الملموسة تلك

o somut içeceği içmeyi,

تلك المتعلقة بأخطاء العاملين.

İnsan kaynaklı ilaç verme hataları üzerine.

وكيف تُزيد تلك الاحتمالية؟

Peki faydalı sonuç şansını nasıl artırırsınız?

‫نحو تلك الواحة البعيدة.‬

şu uzaktaki vahaya doğru gideriz...

عبر طلاء تلك الجدران،

O duvarları boyarken

أدركت في تلك اللحظة

O anda,

في تلك مساحات الترابط

bu bağlantı noktalarında

تلك السنوات بوحشة شديدة.

derin bir yalnızlık içinde geçirmemiş olsaydım.

خاصةً ضدّ تلك العصابات،

örgütlenmeye başlamıştı.

تذكر تلك الأيام .. هيا

hatırlayın o günleri haydi.. haydi.

تلك كارون ، هذه كارون

İşte o Karun bu Karun

يعتقد الآن تلك الفترة

Ya şimdi düşünce o dönemi

تم حفر تلك المنطقة

o bölge kazıldı

تلك التكتونية التي تكتونية ،

işte bu tektonik o tektonik yani yer kabuğunun hareketi

نقاط تقاطع تلك الصفائح

o levhaların birleşim noktaları

لم نكتب تلك النظريات

o teorileri biz yazmadık

ثم احرق تلك الآلة

Sonrasında yak o makineyi gitsin

تلك الإشاعة ليست صحيحة.

Söylenti doğru değildir.

- هذه طاولة.
- تلك طاولةٌ.

Şu bir masa.

هذا رجل، تلك امرأة.

Bu bir erkek, o ise kadın.

هل تلك السيارة لك؟

O araba senin mi?

هل تلك الأشياء لك؟

Bunlar senin eşyaların mı?

- ذلك قطي.
- تلك قطتي.

O benim kedim.

تلك هي الخطوة الأولى.

O ilk adımdır.

تلك السيارة حقاً جديدة

O araba çok yeni.

من مالك تلك الحقيبة؟

Bu bavul kime aittir?

تبدو تلك اللآلئ حقيقية.

- Bu inciler gerçek görünüyor.
- Bu inciler gerçek gibi.

هل تلك صورةٌ لي؟

O benim bir resmim mi?

اُنظر إلى تلك الغيوم.

Şu bulutlara bakın.

هل تلك شاحنة إطفاء؟

- O bir itfaiye kamyonu mu?
- O bir itfaiye aracı mı?
- O bir itfaiye arabası mı?

هل تلك السيارة لجمال؟

- O araba Jamal'e mi ait?
- O araba Jamal'a mı ait?

اغتصب فاضل تلك المرأة.

Fadıl kadına tecavüz etti.

قطع فاضل تلك الشّجرة.

Fadıl ağacı kesti.

أنهى سامي تلك العلاقة.

Sami ilişkiyi bitirdi.

بدت تلك السّفن شاغرة.

- Gemiler boş görünüyordu.
- Tekneler boş görünüyordu.

أقلّ سامي تلك الفتاة.

Sami kızı aldı.

تلك التي لا يريدها أحد، تلك التي لا يأتي أحدٌ لالتقاطها.

hiç kimsenin istemediği ve gelip almadığı bir valiz,

تلك هي المعايير، تلك هي الأعراف في المجال المهني أو الصناعي.

Bunlar standartlar, sektör veya profesyonel alandaki normlar.

لمشاهدة تلك الفتاة اليافعة، التي أرسلت إليّ تلك الرسائل المفعمة بالمشاعر.

bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.

دعونا نتجول في تلك السنوات حتى نتمكن من فهم تلك السنوات

biraz o yıllarda dolaşalım ki o yılları anlayabilelim

- أنتَ لستُ مسؤؤلاً عن تلك الفوضى.
- أنتِ لستِ مسؤولة عن تلك الفوضى.

Bu karışıklıktan sen sorumlu değilsin.

وهناك تلك الملاحظة مكتوب فيها:

Ve sonra bu not diyor ki,

الهدف الحقيقي لتصميم تلك الأدوات

Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi,

في كل تلك الفئات العمرية،

Tüm bu yaş aralıklarından insanlar,

أعني، تلك هي العمليات المصرفية!

Yani, bankacılık bu!

كي تجري الممرضة تلك المكالمة،

ve hatta yöneticinin

ولم أنسى تلك الحادثة أبداً.

Bu olayı asla unutmadım.

اقتطع صور تلك الرحلة الرائعة.

O güzel yolculuğun resmini alın.

لأن تلك اللغة غير مفيدة.

Çünkü o dil, onlar için faydalı değil.

كان أن أحترم تلك القصة.

hikâyeye saygı duymaktı.

أفعل تلك الأشياء. (أعمال روتينية)

böyle işler yapıyorum.

ستكشف تلك البصيرة... وتحل المشكلة.

Sezginizi araştırırsınız ve problemi çözersiniz.

فقررت التسجيل في تلك المدرسة.

Bu program için hemen kaydımı yaptırdım.

فذهبت هناك ووقعت تلك الاتفاقية،

Böylece gittim ve sözleşmeyi imzaladım

كل تلك الأصوات وتلك التهجئة،

Tüm o sesler ve yazım,

ترتبط تلك بدورها بمحتوى حسي،

Bunlar hissi içerik ile ilişkililer;

لقد انتقمت من تلك اللغة.

Bu dilden intikamımı aldım.

لأنني الآن أعيش تلك الإحصائيات.

Çünkü şimdi, bu istatistikleri bizzat yaşıyorum.