Examples of using "مكان" in a sentence and their turkish translations:
Biz bir yere cup diye atladık ve her yerde örücüleri bulduk.
bir ibadethaneye,
gitmek istediğin yere.
- Olayın meydana geldiği yer burası.
- Burası olayın meydana geldiği yer.
Bu, savaşın olduğu yerdir.
Sami çalıştığı yerden altı saat uzağa taşındı.
Bir yerde okudum, nerede okudum,
Ve ayrıca orada, günün her saati
Okul güvenli bir alan oluşturur.
bir esrar dükkanına,
Güzel ve geniş bir açı.
Okyanuslar affetmeyen yerler
Gizemli, korkulası bir yerdir.
İnsanı ürküten seslerin...
Her yer temizlenecek.
Ve Thomas Jefferson parkında,
Güvenli bir mekândasın.
Saklanacak bir yer yok.
ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirecek bir şey.
Seni güvende olacağın yere götüreceğim.
Köpeğim her yere benimle birlikte gider.
daha fazlaydı.
Kahverengi noktalar, hastalığın olduğu yerler.
her yerde çöp vardı,
Her yerde olan şeyler
ışığın her tarafa gittiğini görebilirsiniz.
İnsanlar için başka bir yer daha.
Tehlike her yönden gelebilir.
Yüzey tortusu her yere saçılmıştı.
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
Polis kaza mahalline ulaştı.
Ben her yere baktım.
Kendime ait bir yer bulacağım.
Neden böyle bir yerde uyuyorsun?
- Parayı güvenli bir yerde tut.
- Parayı güvenli bir yerde saklayın.
Onu herhangi bir yerde görmedik.
"Neresi ağrıyor?" "Her yerim."
Onu bir yerlerde gördüğümü hatırlıyorum.
Bunu sadece herhangi bir yere koy.
Bu plaj popüler bir turistik noktadır.
Onlar bir yerden bir yere taşınıyorlar.
İstediğiniz yere oturun.
Tom, Mary'nin nerede olduğunu nasıl öğrendi?
Yaşamak için güzel bir bölge.
Uzaklaşalım.
Hiçbir yerde onu bulamadım.
Leyla uzaklaştı.
Sami yüzülmenin yasak olduğu bir bölgedeydi.
bayağı bütün deneyimimizi aslında kötüye kullandık.
Kanser her yere yayılmıştı.
Artık bir yere gidemez.
Burası uygun bir yer değil.
Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.
"ev gibi bir yer arıyorum"
benim gidecek bir yerim hep olacak
Bunun gerçekleştiği bir yer hâlihazırda var.
Ve enkaz oralarda bir yerde.
toplumda kendine yer bulabiliyor
Ve bu sadece bir iş yeriyle sınırlı kalmaz.
Bir yere gidiyor musun?
Başka bir yere gidelim.
Müzik olmasaydı, dünya sıkıcı bir yer olurdu.
her yer'de ABD'den
İstediğin yere gidebilirsin.
Avusturya'da nerede büyüdün?
Sami evden taşındı.
dünyanın herhangi bir yerinden yapabilmekteler.
Büyük Kanyon'dan daha büyük ne olabilir ki diye düşündüm?
sorgulamaya başlamış bir tür.
Bu ağaç harika bir gözlem noktası.
Bu, tek yerde kalarak yapılır.
Bir yere gitme, orada kal.
Ben büyürken etrafımızda her yerdeydi.
onlara yönelik simültane çevirmenlerimiz olamaz mı?
Meydan, insanların buluştuğu yerdir.
Artık iki general de birbirlerinin nerde olduğunu biliyordu.
2008'de Willow Garage adlı bir mekandaydı.
"ama nereye evim diyebilirim bilmiyorum."
Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.
senin çocuklarının görüntüleri bir yerde paylaşılacakmış!
İşte hiçbir yere gelemezler
alt ekipman bölmesindeki hasarlı kablolardan
Sık sık yuvasının olduğu yere gidiyorum.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
Japon turistlere her yerde rastlarsın.
Onun nerede yaşadığı hakkında fikrim yok.
Başka bir yere gidelim.
Her yerde olabilirdi.
Başka yerlerde, mamut meteorları keşfedildi
Onu daha önce bir yerde gördüğüme eminim.