Translation of "العثور" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "العثور" in a sentence and their turkish translations:

العثور على نيمو

Kayıp Balık Nemo

[أين يمكننا العثور على معلومات مستجدة؟]

[Güncel bilgileri nerede bulabiliriz?]

‫يصعب العثور على الليل المظلم والهادئ.‬

...gecenin karanlığıyla sessizliğine erişmek daha da zorlaşıyor.

يمكن العثور على مكان في المجتمع

toplumda kendine yer bulabiliyor

لا لم نتمكن من العثور عليها

yok bulamadık

لم نتمكن من العثور عليه بعد.

bizler Sadece henüz bulamadık.

- عليّ أن أجدها.
- عليّ العثور عليها.

Ben onu bulmak zorundayım.

‫كان العثور عليك صعباً، أليس كذلك؟‬ ‫أحسنت.‬

Sen bulunması zor bir kızsın, değil mi? Çok iyi iş çıkardın.

‫الآن سنعود لمحاولة العثور على ذلك الحطام.‬

Şimdi şu enkazı bulmaya çalışmaya devam edeceğiz.

ما لم يتمكن المعلمون من العثور عليه

öğretmenlerin arayıp ta bulamadığı şey

كانت جميع الكواكب تحاول العثور على مدار

bütün gezegenler kendine bir yörünge bulmaya çalışıyordu

لم يتم العثور على عناصر تتعلق بالسماء

gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile

نريد أيضًا العثور على بعض المعلومات الصغيرة

Aynı zamanda da bazı küçük bilgilere de ulaşın istiyoruz

هل يمكنك مساعدتي في العثور على توم؟

Tom'u bulmama yardım eder misin?

لابد أن يتم العثور عليهم ولابد من تدميرهم

Bu örgütler bulunmalı ve yok edilmeli.

قد يكون نظامنا استثنائيًا في العثور على الدم.

Sistemimiz kanı tespit etmede de olağanüstü olabilir.

في الطابق الثاني يمكنك العثور على كنز كارون

İkinci katında Karun hazinesi bölümünü bulabilirsiniz

بحيث يمكن العثور على ملايين الخفافيش في كهف

yani bir mağarada milyonlarca yarasa bulunabiliyor

لم نتمكن من العثور على صورة خاصة به

kendisine ait bir görüntüye ise rastlayamadık

تم العثور على الجسيمات غير الموجودة في العالم

dünyada olmayan partiküllere rastlandı

في الواقع ، لا يمكننا حتى العثور على الخبز

Ekmek bile bulamayacak duruma gelebiliriz aslında

لم أجد صعوبة في العثور على مكان بيتك.

Evini bulmakta zorluk çekmedim.

تمّ العثور على شعر سامي في ساحة الجريمة.

Sami'nin saçı suç mahallinde bulundu.

‫انتهيت للتو من مهمة ‬ ‫العثور على حطام هذه الطائرة‬

Yakınlardaki bir hastaneye hayat kurtarıcı panzehirler

‫ستمنحني بعض الضوء.‬ ‫حسناً، لنحاول العثور على هذه الأفعى.‬

Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

‫ما أسعى له اليوم ‬ ‫هو محاولة العثور على عقرب.‬

Bu gece bir akrep bulmaya çalışacağım.

‫حسناً، لنتخلص  من هذه ‬ ‫ونحاول العثور على مكان ظليل.‬

Tamam, bunu bırakıp bir gölge bulalım.

‫ما أسعى له اليوم ‬ ‫هو محاولة العثور على عقرب.‬

Bu gece bir akrep bulmaya çalışacağım.

إذا أردتم مضاعفة احتمالات العثور على السكن الأنسب لكم،

En iyi evi bulma olasılığınızı maksimize etmek istiyorsanız

‫على القريدس العثور على طعام‬ ‫قبل نفاد الأكسجين تمامًا.‬

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

جرب العثور على واحدة متجاهله بظلم من قبل الغير،

insanlar tarafından haksızca göz ardı edilmiş önemli bir problemi arayıp bulun,

‫ولكن العثور على مثل هذا الحيوان هنا‬ ‫ليس بالأمر المستغرب.‬

ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

‫ولكن ليس بالأمر المستغرب‬ ‫العثور على مثل هذا الحيوان هنا‬

ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

‫سنخرج من المنجم‬ ‫ لنرى ماذا أيضاً يمكننا العثور عليه هنا.‬

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

ومع ذلك، فإن صُعوبة العثور على مساحات هادئة في ازدياد

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

‫المهمة الأولى هي العثور على هذا الحطام‬ ‫واسترجاع الشحنة الضائعة.‬

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

‫سيكون هذا الأمر مثيراً،‬ ‫ سأحاول العثور على مكان للهبوط هنا.‬

Burada inecek yer bulmaya çalışmak heyecan verici olacak.

‫لا تنس، أنا بحاجة لمعونتك‬ ‫في العثور على حطام الطائرة.‬

Unutmayın, o enkazı bulmak için yardımınıza ihtiyacım var.

‫لا تنس، أنا بحاجة لمساعدتك‬ ‫في العثور على ذلك الحطام.‬

Unutmayın, o enkazı bulmak için yardımınıza ihtiyacım var.

يمكننا العثور على أنقاض آيا صوفيا الثانية في الحفريات الأثرية

yapılan arkeolojik kazılarda 2. Ayasofya'nın kalıntılarına rastlayabiliyoruz

‫وساعدتني في العثور على اثنين ‬ ‫من الكائنات التي كنا نبحث عنها.‬

ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

في الأبحاث التي أجريت في المنطقة ، لم يتم العثور على الشهب

bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

يمكن العثور عليها في نفس البيئات مثل المزيد من التحية الحريم.

Daha çok haremlik selamlık olarak aynı ortamlarda bulunabiliyorlar

تم العثور على تركيا أيضا في مواقع تحتوي على هذه الكلمات.

Türkiye de bulunan siteler bu kelimeleri de içerisinde bulundurdu.

العثور على علماء الرياضيات في القرن السادس علماء الفيزياء المعماريين المعماريين هنا

6. yüzyılın önemli bilim adamları matematikçileri fizikçileri mimarları hepsi burada bulundu

يشاع أن البيزنطيين أخفوا أيضًا ذهبها هنا ، ولكن لم يتم العثور عليه بعد.

Bizans'ın altınlarını da buraya sakladığı rivayet edilir fakat henüz buna rastlanılmadı

ماذا تعتقد أنهم سيفعلون عندما لا يستطيعون العثور على لدغة الطعام هذه المرة؟

Bu sefer yiyecek lokma bulamayınca sizce ne yapacaklar?

‫قمت ببعض الاختيارات الذكية‬ ‫وساعدتني في العثور على الكائنات ‬ ‫الثلاثة التي كنا نبحث عنها.‬

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız üç yaratığı da bulmamızı sağladınız.

‫يُصعب الثلج عملية العثور على الطعام‬ ‫على أرض الغابة.‬ ‫عليها البحث في مكان آخر.‬

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.

لذلك عندما تعذر العثور على الفريق ، اكتشف الرجال مثل هذه اللعبة مع كرة القدم.

yani takım kurulamadığında erkekler futbol topuyla böyle bir oyun keşfetmiş

في السجل ، لم يتم العثور على أي شخص يدعى أندرو كارلسين قبل ديسمبر 2002.

Kayıtlarda ise 2002 Aralık tarihinden önce Andrew Carlssin isminde bir kişiye rastlanmıyor

‫قمت ببعض الاختيارات الذكية‬ ‫وساعدتني في العثور على اثنين ‬ ‫من الكائنات التي كنا نبحث عنها.‬

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

‫وعلى كل مخلوقات الكوكب‬ ‫العثور على طريقة للنجاة من عتمة الليل.‬ ‫"من الغروب حتى الشروق" ‬

Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA

‫كنت شريكاً رائعاً في هذه الرحلة،‬ ‫وساعدتنا قراراتك على البقاء آمنين‬ ‫ وفي العثور على الترياق.‬

Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.

معظم المتاجر مغلقة. تم إغلاق بعض شركات الطيران. لا يستطيع البعض الآخر العثور على الركاب.

Mağazaların çoğu kapandı. Havayolu şirketlerinin bazıları kapandı. Diğerleri ise yolcu dahi bulamıyor.

‫يجب أن نتصرف في الأمر بذكاء الآن.‬ ‫لنر إن كان يمكننا العثور ‬ ‫على آثار مخالبها هنا.‬

Tamam, bu konuda akıllıca davranmalıyız. Bakalım, buralarda pati izi bulabilecek miyiz?

‫إذا كنت تتصور أنه ما زال بوسعك‬ ‫العثور على ماء والاستمرار في مهمتنا،‬ ‫اختر "أعد المحاولة".‬

Hâlâ su bulabileceğinizi ve göreve devam edebileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

أفكر في التسوق في منزلي الآن ولا يمكنني العثور على سوق أذهب إليه. لأنها ليست آمنة.

Şu an ben evime alışveriş yapmayı düşünüyorum ve gidebilecek bir market bulamıyorum. Güvenli değil çünkü.

يمكنك العثور على رابط لكتاب Tom Shippey الموصى به للغاية عن Viking sagas ، "Laughing Shall I

Tom Shippey'in Viking destanları üzerine şiddetle tavsiye edilen kitabı 'Laughing Shall I Die' bağlantısına ulaşabilirsiniz.

‫ولكن في التضاريس الصحراوية الوعرة كهذه،‬ ‫ يمكن أن يكون العثور عليها صعباً.‬ ‫ما زال رخواً بعض الشيء،‬

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

ولكن بالنسبة لأولئك الذين لديهم فضول ، يمكنك العثور على معلومات حول عدد pi تحت هذا الموضوع عند إدخال canerunal.com

ama merak edenler için canerunal.com sitesine girdiğinizde bu konu altında pi sayısı ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz