Translation of "Volante" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Volante" in a sentence and their turkish translations:

Mujer al volante, peligro constante.

Kadın sürücüler sürekli bir tehlikedir.

La velocidad al volante causa accidentes.

Hız yapma kazalara neden olur.

Tom se quedó dormido en el volante.

Tom direksiyonda uyuya kaldı.

¿Has visto alguna vez un elefante volante?

- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?

Se durmió al volante y tuvo un accidente.

O, direksiyonda uykuya daldı ve bir kaza geçirdi.

Giré el volante del coche hacia la derecha.

Ben direksiyonumu sağa çevirdim.

¡No seas tonto, no se puede conducir sin volante!

Aptal olmayın, direksiyon olmadan araba süremezsin!

Él se durmió al volante y sufrió un accidente.

O, direksiyon başında uyuyakaldı ve kaza yaptı.

Uno de los conductores se durmió al volante, provocando el accidente.

Sürücülerden biri direksiyon başında uykuya daldı, kazaya sebep oldu.

Él sujetó el volante con una mano y me saludó con la otra.

O bir eliyle direksiyonu tuttu ve diğeriyle bana el salladı.