Translation of "Elefante" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Elefante" in a sentence and their turkish translations:

- El elefante barrita.
- El elefante resuena su trompa.

Fil trompet çalar.

Tengo un elefante.

Bir filim var.

Es como un elefante.

Bir fil gibidir.

¿Dónde está mi elefante?

Benim filim nerede?

El elefante es gris.

Fil gri renklidir.

- Un elefante tiene una nariz larga.
- El elefante tiene una trompa larga.

Bir filin uzun bir burnu vardır.

El elefante africano tiene las orejas más grandes que el elefante asiático.

Afrika filinin, Asya filinden daha büyük kulakları vardır.

El cazador mató al elefante.

Fil avcı tarafından öldürüldü.

El elefante aplasta al león.

Fil aslanı eziyor.

El león muerde al elefante.

Aslan fili ısırıyor.

Tienes una memoria de elefante.

Oldukça iyi bir belleğin var.

- Nunca había visto un elefante en la vida real.
- Nunca había visto un elefante de verdad.
- Nunca había visto un elefante en vivo.

Gerçek yaşamda hiç fil görmedim.

El elefante fue conducido al zoológico.

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

Ese enorme mamífero se llama elefante.

Bu büyük memeliye fil denir.

Esto es un colmillo de elefante.

Bu, filin bir dişidir.

Un elefante es un animal fuerte.

Fil güçlü bir hayvandır.

Un elefante es un animal enorme.

- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.

El elefante es una criatura enorme.

Fil kocaman bir yaratıktır.

A los niñitos les gusta el elefante.

Fil küçük çocuklar tarafından sevilir.

¿Has visto alguna vez un elefante volante?

- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?

Nunca había visto un elefante de verdad.

Ben hiç gerçek bir fil görmemiştim.

El elefante tiene el cuero muy duro.

Filin derisi çok serttir.

Así es como capturan un elefante vivo.

Bu bir fili nasıl canlı yakaladıklarıdır.

¿Has visto a un elefante volar alguna vez?

Hiç filin uçtuğunu gördün mü?

No eres un elefante. Eres un animal pequeño.

Bir fil değilsin. Küçük bir hayvansın.

Un elefante africano adulto pesa unas cuatro toneladas.

Tam yetişmiş Afrika fili yaklaşık dört ton ağırlığındadır.

Estoy bastante seguro de que fue el elefante.

Onun fil olduğundan oldukça eminim.

Los cazadores apuntaron con sus rifles al elefante.

Avcılar tüfeklerini file doğrulttular.

Por favor ahora no piense en un elefante rosa.

Lütfen şu anda pembe bir fili düşünme.

- Ese es el elefante más grande que he visto nunca.
- Ese es el mayor elefante que he visto en la vida.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük fil.

¿Cuál tiene el cerebro más grande, un elefante o una persona?

Hangisinin daha büyük beyni vardır, bir fil mi yoksa bir insan mı?

Durante el día, su vista es tan buena como la del elefante.

Gündüzleri filler kadar iyi görürler.

Si debes matar, mata a un elefante, si debes robar, roba un tesoro.

Eğer öldürmen gerekiyorsa bir fili öldür ve eğer bir soygun yapman gerekiyorsa bir hazine soy.

Él emerge del pantano en la espalda del único elefante que sobrevivió, probablemente el bravo sirio.

Bataklıktan hayatta kalan son filinin sırtında çıkıyor, büyük ihtimalle "Cesur Suriyeli"