Translation of "Separarse" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Separarse" in a sentence and their turkish translations:

Él no quería separarse de su familia.

Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu.

Entonces comenzaron a separarse el uno del otro

daha sonrasında ise bunlar ayrılmaya başladı birbirlerinden

No pierden el rumbo y proceden de manera disciplinada sin separarse

yollarını kaybetmiyorlar ve birbirlerinden ayrılmadan disiplinli bir şekilde ilerliyorlar

Y separarse, en un intento de tentar a los mamluks a darles persecusión.

Memlükleri kendilerine çekip yemlemelerini emretti.

Tom me preguntó cuánto tiempo habían estado casados mis padres antes de separarse.

Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.

El resto de las tropas de Kitbuqa comenzó a separarse y a retirarse hacia Bisan.

Kitbuqa'nın kalan birlikleri Bisan şehrine doğru çekildi.

Por un período temporal, en lugar de separarse definitivamente, la idea se encontró favorable entre

itmiştir. Mahran, ikiyüz yirmi evlilik sözleşmesinin Mısır'da son zamanlarda yapılan bir deney

- Tom y Mary han decidido romper.
- Tom y Mary han decidido romper su relación.
- Tom y Mary han decidido dejarlo.
- Tom y Mary han decidido separarse.

Tom ve Mary ayrılmaya karar verdiler.