Translation of "Rumbo" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Rumbo" in a sentence and their turkish translations:

Hemos cambiado el rumbo.

Rotayı değiştirdik.

Tenemos que cambiar ese rumbo.

rotamızı değiştirmek zorundayız.

El barco cambió de rumbo.

Gemi seyrini değiştirdi.

Me gusta pasear sin rumbo.

Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.

Nosotros todavía podemos cambiar nuestro rumbo.

yörüngemizi hâlâ değiştirebiliriz.

Caminé sin rumbo por la calle.

Caddede amaçsızca gezindim.

Dejó Japón rumbo a Estados Unidos.

Amerika'ya gitmek için Japonya'dan ayrıldı.

Para inspirar hay que ir rumbo al bienestar

size esenlik yönünde hareket etmeyi aşılamak için,

Dimos vueltas sin rumbo por el barrio comercial.

Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.

Son lo más importante y donde podemos cambiar el rumbo.

Kayda değer bir şey yaptığınız ve en önemli olan şeyler onlar.

El avión está a punto de despegar rumbo a París.

Uçak Paris için kalkmak üzere.

Que nos pongan en el rumbo de debajo de 2 ºC.

pek de hevesli değillerdi.

No pierden el rumbo y proceden de manera disciplinada sin separarse

yollarını kaybetmiyorlar ve birbirlerinden ayrılmadan disiplinli bir şekilde ilerliyorlar

Pero la NASA sin rumbo nos está enviando fotos desde Marte hoy

Fakat amaçsız NASA bugün Mars'tan bize fotoğraflar gönderiyor

¿Te importaría dejar de andar así sin rumbo y sentarte un momento?

Lütfen öyle dolanıp durmayı bırakıp sadece bir saniye oturur musun?

Disciplinados y organizados, ellos lentamente logran cambiar el rumbo por mera fuerza bruta.

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

A partir de entonces he vagado sin rumbo en la eterna oscuridad de tus ojos.

O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.

Un buque de carga, con rumbo a Atenas, se hundió en el Mediterráneo sin dejar rastro.

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.

Lo bueno de esto es que permite seguir en terreno elevado. Es más fácil mantener el rumbo.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

- Nuestros cálculos muestran que el cohete está fuera de su rumbo.
- Nuestros cálculos muestran que el cohete está fuera de curso.

Hesaplamalarımız roketin rotasından saptığını gösteriyor.