Translation of "Manera" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Manera" in a sentence and their turkish translations:

¡de ninguna manera!

kesinlikle olmaz!

De ninguna manera

kesinlikle hayır

Hay una manera.

Bir yol var.

De ninguna manera.

Hayatta olmaz.

- De cualquier manera, vos perdés.
- De cualquier manera, tú pierdes.

Her halükarda kaybedersin.

Reaccionaría de manera positiva

Olumlu tepki verecektim

Era la única manera.

O tek yoldu.

Debe haber una manera.

Bir yol olmalı.

No, de ninguna manera.

- Hayır, hiçbir yolu yok.
- Hayır, hiçbir şekilde.

De ninguna manera iría.

Herhangi bir koşul altında gitmezdim.

¿No hay otra manera?

- Başka bir yolu yok mu?
- Başka yolu yok mu?

¿De la misma manera?

- Aynı şekilde mi?
- Aynı yolla mı?

- De ninguna manera haré eso.
- De ninguna manera voy a hacer eso.

Yolu yok, onu yapacağım.

- Me encanta tu manera de andar.
- Me encanta vuestra manera de andar.

Yürüme tarzını seviyorum.

- Su manera de hablar me molesta.
- Me molesta su manera de hablar.

Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.

Que de esta manera incorporamos,

öyle ki bu kelime hafızanızda kalmaya devam edecek.

Y juntos conseguimos la manera.

Her şeyi birlikte çözdük.

Y matarlas de manera segura.

güvenle öldürebilir.

Ella habló de manera infantil.

O, çocukça konuştu.

Él contestó de manera tosca.

O, kaba bir yanıt verdi.

Tengo mi manera de resolverlo.

Onu çözmek için kendi tarzım var.

No hay manera de traducirlo.

Bunu çevirmenin bir yolu yok.

Tom pensó de manera distinta.

Tom başka türlü düşündü.

Encontraré una manera de hacerlo.

Onu yapmak için bir yol bulacağım.

Deberías estudiar de manera eficiente.

Verimli bir şekilde çalışman gerekir.

Haré eso a mi manera.

Bunu kendi tarzımla yapacağım.

- Estoy ocupado hoy, de otra manera, aceptaría.
- Estoy ocupada hoy, de otra manera, aceptaría.

Bugün meşgulüm yoksa kabul ederdim.

Y funciona de la siguiente manera.

ve şu şekilde çalışıyor:

Hacemos este puzle de manera consciente,

bu yapbozu sadece bilincimizle değil,

Hay una mejor manera, tal vez,

Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman

Pero de alguna manera esto funcionó.

Ama bir şekilde işe yaradı.

Podemos actuar de manera más consciente

Aslında, manipüle edilebilir olduğumuzu

¿No soy especial de alguna manera?

Bir şekilde özel değil miyim?

Occidente lo desarrolló de manera poderosa

Batı mantık yürütmeyi güçlü bir şekilde geliştirdi

Almacenan su grano de manera similar,

benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

De esta manera, la identidad cultural

Bu yolla, kültürel kimlik

Manteniéndonos con vida a su manera.

kendi çapında bizi hayatta tutan.

No hay querido. De ninguna manera

olmuyordur canım. Olmaz yani

O hay alguna manera de prevenirlo?

veya engellemenin bir yolu var mı?

Hagamos nuestra mano de esta manera

elimizi bu şekilde yapalım

Pero de alguna manera lo saben

ama bir şekilde bunu biliyorlar

Creo que es la mejor manera.

Sanırım bu en iyi yoldur.

De cualquier manera, te llamo mañana.

Her durumda, yarın seni arayacağım.

Ella lo hizo a su manera.

O, onu kendi tarzıyla yaptı.

En cierta manera entiendo tus sentimientos.

Ben bir şekilde sizin duygularınızı anlıyorum.

¿Informarás de todo de manera sincera?

Her şeyi doğru bir şekilde rapor eder misin?

Lo hice a la manera antigua.

Eski yöntemle yaptım.

Ya nadie piensa de esa manera.

Artık hiç kimse o şekilde düşünmüyor.

Por favor, hacelo de esta manera.

Lütfen onu bu şekilde yapın.

Esta definitivamente es la mejor manera.

Bu kesinlikle en iyi yol.

¿Se puede expresar de otra manera?

O başka bir şekilde ifade edilebilir mi?

¡Aprende a pensar de manera positiva!

Olumlu biçimde düşünmeyi öğrenin.

No quiero vivir de esta manera.

Ben bu şekilde yaşamak istemiyorum.

No me hables de esa manera.

Benimle bu şekilde konuşma.

Siempre ha sido de esta manera.

Her zaman bu şekilde oldu.

El trabajo progresa de manera constante.

İş istikrarlı bir şekilde ilerliyor.

- Hazlo así.
- Hazlo de esta manera.

Onu bu şekilde yap.

Yo lo recomendaría de otra manera.

Ben başka türlü tavsiye ederim.

Intenté ayudarle, pero no hubo manera.

Ona yardımcı olmaya çalıştım ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Lo he oído de manera distinta.

Ben başka türlü duydum.

En cierta manera, tiene usted razón.

Bir bakıma, haklısın.

¿Qué manera es esa de contestar?

Cevap verme yolu bu mudur?

Él es atractivo de cualquier manera.

O her şekilde çekici.

Solo existe una manera de vivir.

Yaşamak için sadece bir yol vardır.

- De ninguna manera.
- De eso nada.

Olanaksız.

Él tenía que encontrar otra manera.

O, başka bir yol bulmak zorundaydı.

Parecía la mejor manera de proceder.

O, ileriye doğru en iyi yol olarak görünüyordu.

Tom lo hizo a su manera.

Tom onu kendi tarzında yaptı.

Tom lo hizo a tu manera.

Tom onu senin tarzınla yaptı.

Suena más fácil de esa manera.

Bu o şekilde daha kolay görünüyor.

No ha habido manera de convencerle.

- Onu ikna etmenin bir yolu yoktu.
- Onu ikna etmek için bir yol yoktu.

- ¿Cómo interpretas este poema?
- ¿De qué manera interpretas el verso?
- ¿De qué manera se interpreta el verso?
- ¿De qué manera interpreta usted el verso?

Şiiri nasıl yorumluyorsun?

- Me sentí de la misma manera.
- Yo sentí lo mismo.
- Me sentía de la misma manera.

Aynı şekilde hissettim.

De esta manera intercambiamos los roles tradicionales

Böylece geleneksek rolleri değiştirdik,

Necesitamos cambiar la manera en que sentimos.

Hissetme biçimimizi değiştirmeliyiz.

Hace que todos actúen de manera extraña.

herkesi tuhaflaştırır.

Y dado que pensamos de esa manera,

İntiharı bu şekilde düşünmek

Lo expresan de manera un poco distinta.

biraz daha farklı bir şekilde çerçevelendi.

Creando de manera efectiva un panóptico digital.

dijital bir hücre yaratılıyor.

De manera complementaria a nuestras propias experiencias.

geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.

La gente te trata de manera diferente.

insanlar size farklı davranıyor.

Debe ser abordado de la misma manera.

aynı yolun izlenmesi gerektiğine inanıyorum.

Y de manera inadvertida agrava su asociación

Böylece girişimci olumsuz kayıplar elde ederek

Ya no podemos pensar de esa manera.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

Pero después cambié la manera de estudiar.

Sonra çalışma biçimimi değiştirdim.

De esta manera, podrían protegerse del mal

Yani kötülüklerden bu şekilde korunabiliyorlardı

Google creció y creció de esta manera.

Google bu şekilde büyüdü de büyüdü.

Ahora está escrito de la siguiente manera;

Bizde artık şu şekilde yazılıyor ;

Jiro no podía actuar de otra manera.

Jiro başka türlü hareket edemedi.

Ella no estaba impaciente de ninguna manera.

O, biraz sabırsız değildi.

¿Estás seguro de que no hay manera?

Bir yolu olmadığından emin misin?

Eso no es cierto de ninguna manera.

Onun doğru olmasının hiçbir yolu yok.

Tom ve esto de una manera diferente.

Tom bunu farklı bir şekilde görür.

Los científicos lo interpretan de otra manera.

Bilim adamları bunu farklı şekilde yorumluyor.

No hay manera de abrir esta puerta.

Bu kapıyı açmanın hiçbir yolu yok.

De ninguna manera voy a hacer eso.

Bunu yapmamın imkanı yok.

¿Cuál es la mejor manera de viajar?

Seyahat etmek için en iyi yol nedir?