Translation of "Darles" in Turkish

Déjenme darles algunos ejemplos.

Size bazı örnekler vereyim.

Podemos darles el poder.

Onlara bu gücü verebiliriz.

Déjenme darles unos ejemplos.

Size birkaç örnek vermeme izin verin.

Permítanme darles tres pistas.

Size üç tüyo vermeme izin verin.

Quiero darles un consejo.

size bir tavsiye vermek istiyorum.

Voy a darles dos ejemplos.

Size iki örnek vereyim.

Tengo un gran anuncio que darles.

Yapacak büyük bir duyurum var.

Él se negó a darles la información.

O onlara bilgi vermeyi reddetti.

Además, para darles información general sobre los pulmones,

Akciğerin genel yapısını hatırlatmak amacıyla,

Déjenme darles algunos ejemplos de cómo funciona esto.

Bunun nasıl olduğu hakkında bir örnek vereyim.

Ha sido una forma tremenda de darles voz.

onların sesini duymak için harika bir yol.

Para darles una idea de lo que eso significa:

Bunun ne anlama geldiğini söyleyeyim:

Para darles una idea del impacto que estamos teniendo hasta ahora.

en başarılı iki projemizi sizlerle paylaşacağım:

Déjenme darles tres ejemplos más de lo que esta tecnología puede hacer.

Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum.

El único consejo que puedo darles es hacer lo que yo hice:

Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız:

No debéis darles de comer a los perros los huesos de pollo.

Köpekleri tavuk kemikleri ile beslememelisin.

A veces fumo sólo para darles a mis manos algo que hacer.

Bazen, sadece ellerim bir şey yapsın diye sigara içiyorum.

Y para darles un ejemplo de lo muy rápido que viaja la luz,

Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,

Y separarse, en un intento de tentar a los mamluks a darles persecusión.

Memlükleri kendilerine çekip yemlemelerini emretti.

Algunos dueños de perros se preguntan si estará bien darles de comer pescado a sus perros.

Bazı köpek sahipleri köpeklerini balıkla beslemenin uygun olup olmadığını merak ediyorlar.

- Me gustaría agradecerle a mis padres, Tom y Mary.
- Me gustaría darles las gracias a mis padres, Tom y Mary.

Ben annem ve babam Tom ve Mary'ye teşekkür etmek istiyorum.

- La última cosa que quiero es darte alguna razón para que me despidas.
- La última cosa que quiero es darles alguna razón para que me despidan.

Yapmak istediğim son şey beni kovmak için sana herhangi bir sebep vermek.