Examples of using "Aumenta" in a sentence and their turkish translations:
Rüzgâr şiddetini iyice arttırıyor.
Dünya nüfusu devamlı artıyor.
yaklaşık iki katı artış gösteriyor,
Alkol tüketimi her yıl artıyor.
Nüfus büyüyor.
ikramiye alma şansınız artar.
Ölüm riski, yaş yükseldikçe çok artıyor.
Fakat stres seviyesini orta derece strese, yoğun strese,
buda kafamızdaki soru işaretlerini artırıyor ama
Uyku yoksunluğu kalp krizi riskini artırır.
Veri, teorinin doğruluğuna olan inancımızı arttırıyor mu?
Roma'nın prestijinin uğradığı zarar taraf değiştirenlerde artış riski doğuruyor.
Bu ise şüpheleri arttırmakta tuz ve biber oluyor
Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.
Bu sırada CEO’ların kazançları sürekli olarak artıyor.
...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
beyin gücümüzü de çoğaltan bir kimyasal olan serotonini salgılar.
Düz dünyaya inan insanların sayıları gitgide artıyordu
gazlarının konsantrasyonları sürekli artmaktadır. Sanayi öncesi döneme kıyasla
O zaman buradan şunu çıkarabiliriz mesafe arttıkça zaman bükülür
Dünyada evde bakım her yıl yüzde 10 büyüyor.
Onların etkisi her gün biraz daha büyüyor fakat onlar yaratıcı değil ve değer yargıları yapamıyorlar.