Translation of "Alcohol" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Alcohol" in a sentence and their turkish translations:

¿Bebes alcohol?

Alkol Kullanıyor musunuz?

No bebo alcohol.

- Ben alkol içmem.
- Ben alkol kullanmam.

Apestas a alcohol.

Alkol kokuyorsun.

Nunca bebe alcohol.

O asla alkol içmez.

Yo bebo alcohol.

Alkol alıyorum.

¿Puedo beber alcohol?

Alkol içebilir miyim?

- No bebas nada de alcohol.
- No bebáis nada de alcohol.

Herhangi bir alkollü içki içme.

¿Tiene bebidas sin alcohol?

Alkolsüz içkin var mı?

Tom apestaba a alcohol.

Tom alkol kokuyordu.

Él toma demasiado alcohol.

Çok alkol alıyor.

¿Tienes bebidas sin alcohol?

Hiç alkolsüz içeceğin var mı?

¿Tienen bebidas sin alcohol?

Alkolsüz içecekleriniz var mı ?

Se abstiene de alcohol.

O, alkolden kaçınır.

No puede beber alcohol.

O alkol içemez.

Mary no consume alcohol.

Mary içki içmez.

Mary evita consumir alcohol.

Mary alkolden kaçınır.

No puedo beber alcohol.

Alkol içemem.

Tom no bebe alcohol.

Tom alkol içmez.

- Sos demasiado joven para tomar alcohol.
- Eres demasiado joven para beber alcohol.

- Alkol almak için çok gençsin.
- Alkol almak için çok gençsiniz.

¿Te importa si bebo alcohol?

Eğer alkol içersem bir sakıncası var mı?

El alcohol daña el hígado.

- Alkol, karaciğere zararlıdır.
- Alkol karaciğere zarar verir.

No tengo permitido beber alcohol.

Alkol almama izin verilmez.

Mi padre no bebe alcohol.

Babam hiç likör içmez.

Su aliento apesta a alcohol.

Onun nefesi alkol kokuyor.

El etanol es un alcohol.

Etanol bir alkoldür.

¿Con qué frecuencia bebe alcohol?

Ne sıklıkta alkol alıyorsunuz?

- Tom no puede dejar de tomar alcohol.
- Tom no puede dejar de beber alcohol.

Tom alkol almayı durduramaz.

Fumar y alcohol muy mal, sí

sigara ve alkol de çok kötü evet

El alcohol no resuelve ningún problema.

- Alkol hiçbir sorunu çözmez.
- Alkol hiçbir sorunu halletmez.

Necesito comprar alcohol para la fiesta.

Parti için içki almam lazım.

Le huele el aliento a alcohol.

Nefesi alkol kokar.

Tom no bebe nada de alcohol.

Tom alkollü içkileri hiç içmez.

Tom pidió una bebida sin alcohol.

Tom, alkolsüz bir içecek sipariş etti.

¿Usted bebe alcohol todos los días?

- Her gün içki içiyor musunuz?
- Her gün alkol alıyor musunuz?

El consumo de alcohol aumenta cada año.

Alkol tüketimi her yıl artıyor.

El consumo de alcohol juvenil ha aumentado.

Gençlerde alkol tüketimi arttı.

¡Alto! Es suficiente alcohol por esta noche.

Dur! Bu gecelik bu kadar alkol yeter.

No conduzcas bajo la influencia del alcohol.

Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.

Él dejó el cigarro y el alcohol.

O, sigara ve içki içmekten vazgeçti.

Yo no tengo problemas con el alcohol.

Alkol problemim yok.

El alcohol es perjudicial para la salud.

Alkol sağlık için zararlıdır.

Esta cerveza contiene un 5% de alcohol.

Bu bira %5 alkol içermektedir.

Nunca bebí ni una gota de alcohol.

Hiç bir damla alkol almadım.

No me gusta el sabor del alcohol.

Ben alkolün tadını beğenmiyorum.

Su médico le dijo que no bebiera alcohol.

Doktoru ona alkol içmemesini söyledi.

"Mi padre no bebe alcohol." "El mío tampoco."

"Benim babam içki içmez." "Benim babam da."

Las bacterias no se reproducen en el alcohol.

Bakteriler alkolde üremeyecekler.

Esta noche no tengo ganas de beber alcohol.

Bu gece canım alkol almak istemiyor.

¿Cuándo fue la última vez que tomasteis alcohol?

En son ne zaman alkol kullandınız?

Fumar muchos cigarrillos y beber mucho alcohol es peligroso.

Çok fazla sigara içmek ve çok fazla alkol almak tehlikelidir.

Necesitas una alta concentración de alcohol para que funcione.

Ama işe yaraması için yüksek bir alkol seviyesinde bir konstantrasyona ihtiyacınız var.

La leche y el alcohol no solucionan los problemas.

Süt ve alkol sorunları çözmez.

El doctor le aconsejó que se controlara con el alcohol.

Doktor ona alkolü azaltmasını söyledi.

Tengo un rincón de mi hígado sólo para ti, alcohol.

Karaciğerimde sadece senin için bir köşem var, alkol.

- El alcohol daña el hígado.
- El alcóhol destruye el hígado.

Alkol, karaciğere zararlıdır.

Un solo vaso de alcohol incrementa el riesgo de cáncer.

Tek bir bardak alkol kanser riskini artırır.

Las cervezas sin alcohol son un flagelo para la sociedad.

Alkolsüz bira toplum için beladır.

Los componentes electrónicos pueden ser limpiados usando alcohol isopropílico puro.

Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilir.

Mal hábito; ¿No era un cigarrillo y alcohol de la calle?

kötü alışkanlık; sokaktan edineceği sigara ve alkol değil miydi?

Los europeos son los mayores consumidores de alcohol en el mundo.

Avrupalılar dünyanın en büyük alkol tüketicileridir.

Tom fue detenido sospechoso de conducir bajo los efectos del alcohol.

Tom sarhoş araba sürme şüphesiyle tutuklandı.

Como el exceso de alcohol, el consumo de drogas y las apuestas.

bilgisayarlı bir karar verme görevi sundum.

Los europeos beben en promedio 12,5 litros de alcohol puro por año.

Avrupalılar yılda ortalama 12.5 litre saf alkol içerler.

Cuando él vino y me encontró, todo su cuerpo apestaba a alcohol.

O geldiğinde ve beni bulduğunda, onun bütün vücudu alkol kokuyordu.

En mi opinión, el alcohol no es necesariamente malo para tu salud.

Bence, alkol sağlığınız için mutlaka kötü değildir.

- Mi padre dejó de beber.
- Mi padre ha dejado de beber alcohol.

Babam içmeyi bıraktı.

El sesenta por ciento de los hombres adultos japoneses beben regularmente alcohol.

Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecek içerler.

¿Cuándo se puede decir que una persona tiene problemas con el alcohol?

Bir kişinin alkol sorunlarının olduğunu ne zaman söyleyebiliriz.

Pero incluso con un 60% de alcohol, el CDC recomienda usar jabón si puedes.

Ancak %60 alkolle bile CDC, eğer imkan varsa sabun kullanmanızı öneriyor

- El consumo excesivo de alcohol es perjudicial para la salud.
- Las borracheras son nocivas para tu salud.

Aşırı içme sağlığınız için zararlıdır.

En la mayor parte de los Estados Unidos es ilegal tomar alcohol en la calle o en parques.

Sokakta ya da parklarda içki içmek Birleşik Devletler'in çoğu yerinde yasa dışıdır.

Acusaron a Tom de conducir bajo los efectos del alcohol tras estar implicado en un accidente de tráfico en Boston.

Tom Boston'da bir trafik kazasına karıştıktan sonra sarhoşken araba sürmekten suçlandı.

El CDC [Centros para el Control y Prevención de Enfermedades, en inglés] recomienda desinfectantes de manos con al menos un 60% de alcohol.

CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.

La Organización Mundial de la Salud dice que el abuso de alcohol es la tercera mayor causa de muerte e invalidez en el mundo.

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.

- Tom fue condenado por conducir en estado de ebriedad dos veces en los últimos cuatro años.
- Tom ha sido condenado por conducción bajo los efectos del alcohol dos veces en los últimos cuatro años.

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.

Hay cuatro causas principales de muertes relacionadas con el alcohol. Lesión por un accidente automovilístico o violencia es una. Enfermedades como cirrosis del hígado, cáncer, enfermedades del corazón y del sistema circulatorio son las otras.

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri.