Examples of using "Solo" in a sentence and their turkish translations:
Sadece beni yalnız bırak.
- Sadece birini al.
- Sadece bir tane alın.
O yalnızdır.
- Yalnız yaşıyorum.
- Ben yalnız yaşıyorum.
Sadece gitmeye devam edin.
- Sadece merak ettim.
- Sadece merak etmiştim.
Biz sadece arkadaşız.
- Hayır, sadece bir.
- Hayır, sadece bir tane.
- Yok, sadece bir tane.
- Hayır, yalnızca bir adet.
Ben sadece seni gururlandırmak istedim.
Sadece seni uyarmak istedim.
Yalnız hissettim.
O tek başına kahvaltı yedi.
- Yalnız yönetebilir misin?
- Tek başına idare edebilir misin?
- Yalnızdım.
- Ben yalnızdım.
Yalnız olacağım.
Yalnız başına yürümeyi tercih ederim.
Tek başına yemek yemek, tek başına ölmek gibidir.
Söyleyeyim dedim.
Sadece sessizlik vardı.
Bu...
Tek başıma yürüdüm.
Yalnız mısın?
Onu yalnız bırakın.
Onu yalnız bırakın.
Tek başıma seyahat ettim.
O yalnızdır.
Sadece onları izle.
Yalnız gel.
Ben tek başıma yaşıyorum.
Yalnızım.
Yalnız çalışacaksın.
Sadece bana inan.
Sadece şaka yapıyorum.
- Yalnız seyahat ediyorum.
- Yalnız geziyorum.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
Sadece soruyorum.
Yalnızdım.
Tek başınasın.
Sadece giyin.
Sadece ayağa kalk.
Yalnız mı geldin?
Tek başına mı seyahat ediyorsun?
Onu yalnız bırak.
Sadece arkadaş mıyız?
- Sadece merak ediyorum.
- Sadece merak ettim.
Onu tek başına yapabilir misin?
Sadece okuyordum.
Onu kendin mi yaptın?
Bunu tek başına mı yaptın?
Sadece birkaç dakika sürer.
Sadece saçınızı fırçalayın.
Tom sadece kahve içer.
Yardım etmeye çalışıyordum.
Sen sadece bir çocuksun.
Orada yalnız yaşamaktadır.
Yalnızca üç günün var.
- Sadece onu istemek zorundasın.
- Sadece istemeniz yeterli.
Ona sadece gerçeği söyle.
Sadece yüzde on.
Yapayalnızdım.
Sarılıyoruz.''
bir tek yarasa mı?
yazıklar olsun diyorum sadece
sadece bir kısmını
Ama sadece sana bulaşsın
sadece Fransa için savaşacaktı
O yalnızdır.
Oraya yalnız gidiyorum.
Ben sadece başlıyorum.
O şimdi kendi başına.
Tom yalnız başına yemek yedi.
- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.
Ağlamak istiyorum.
Onu görmezden gel.
Onu görmezden gel.
Onlar sadece öğrenci.
Asla yalnız olmayacaksın.
Biz sadece konuşuyoruz.
- Sadece yardımcı olmak istiyorum.
- Sadece yardım etmek istiyorum.
- Sadece sana yardım edeyim.
- Sana yardım etmeme izin ver.
Tom yalnız öldü.
Sadece dinlenmek istiyorum.
Sadece konuşmak istiyorum.
Biz sadece arkadaştık.
Sadece kıskanıyorsun.
Sadece su içerim.
Sadece çayımız var.
Sadece bir tane al.
Sadece okumak istiyorum.
Sadece konuşmak istiyoruz.
Sadece seni görmek istedim.