Examples of using "предрассудки" in a sentence and their turkish translations:
- Tom'un ön yargıları var.
- Tom'da ön yargılar var.
- Önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur
- Ön yargıyı parçalamak bir atomu parçalamaktan daha zordur.
ön yargı ve varsayımlarınızdan arınmak;
o zaman şunu yapalım önyargılarınızı kırabilmek için size bir soru soracağım
Tom'un bana dediği gibi Esperanto'nun iki düşmanı var, bilgisizlik ve ön yargı.
Kararlarımızda önyargılarımızdan etkilenmemeliyiz.