Examples of using "тяжелее" in a sentence and their turkish translations:
Altın sudan çok daha ağırdır.
Altın gümüşten daha ağırdır.
Altın sudan çok daha ağırdır.
O, ondan çok daha ağırdır.
Senin bavulun benimkinden daha ağır.
Su yağdan daha ağırdır.
- Altın demirden daha ağırdır.
- Altın, demirden daha ağırdır.
Ben Tom'dan daha ağırım.
Sen benim iki katım kadar ağırsın.
Hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı?
Geyik Jane'in üç katı kadar ağırdır.
Ben senden çok daha ağırım.
Altın gümüşten daha ağırdır.
Kurşun, alüminyumdan çok daha ağırdır.
Bu kılıç olacağını düşündüğümden daha ağır.
- Önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur
- Ön yargıyı parçalamak bir atomu parçalamaktan daha zordur.
Bu bavul göründüğünden daha ağır.
Sen eskisinden çok daha ağırsın.
Senden çok daha ağır değilim.
Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.
Benim kutum seninkinin iki katı kadar ağırdır.
Çince ve Korece, öğrenmeye çalıştığımız Avrupa dillerinden
Tom Mary'den birkaç paund daha ağır.
Tom, Mary'den otuz pound daha ağırdır.
Su havadan 800 kat daha ağırdır.
Tom Jack'ten on paund daha ağırdır.
Ben senden daha ağırım.
Hangisi daha ağır - bir kilogram kum mu veya bir kilogram kağıt mı?
30 kilodan daha ağır bir valizi kaldıramam.
Tom Mary'den çok daha ağır.
Ben senden çok daha ağırım.
Kim daha ağır, Tom mu yoksa Mary mi?
Tom Mary'nin iki katı kadar ağır.
Hiç kimse onların yaşamının seninkinden daha zor olduğunu söylemek hakkına sahip değildir.
Eşinin iki katı kadar ağırdır.