Examples of using "отпустить" in a sentence and their turkish translations:
Sen onların gitmelerine izin verebilirsin.
Sen onun gitmesine izin verebilirsin.
Onun gitmesine izin verebilirsin.
Gitmene izin vermek zorundayım.
Tom'un gitmesine izin verebilirsin.
Bizim gitmemize izin vermeni öneriyorum.
Onların gitmesine izin vermeni öneriyorum.
Benim gitmeme izin vermeni öneriyorum.
Onun gitmesine izin vermeni öneriyorum.
Onun gitmesine izin vermeni öneriyorum.
Biz onların gitmelerine izin vermek zorunda kaldık.
Onun gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Şimdi onların gitmesine izin verebilirsin.
Artık onun gitmesine izin verebilirsin.
Şimdi onun gitmesine izin verebilirsin.
Tom'un gitmesine izin vermeli miyim?
Onların gitmesine izin vermeli miyim?
Onun gitmesine izin vermeli miyim?
Onun gitmesine izin vermeli miyim?
Onların gitmesine izin veremedim.
Gitmene izin veremem.
Eve gitmeme izin vermek zorundasın.
Onların gitmesine nasıl izin verebilirsin.
Onun gitmesine nasıl izin verebilirsin?
Onun gitmesine nasıl izin verebilirsin?
Biz senin gitmene izin veremeyiz.
Artık bizim gitmemize izin verebilirsin.
Tom'un gitmesine izin vermek zorunda kaldık.
Gitmeme izin vermelisin.
Tom'un gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Tom'un gitmesine izin vermeni öneririm.
Tom freni bırakmayı unuttu.
Tom gitmeme izin vermek zorunda.
Onların gitmesine izin vermek istedim.
Onun gitmesine izin vermek istedim.
Onun gitmesine izin vermek istedim.
Onun gitmesine izin vermek zorundaydım.
Biz onun gitmesine izin vermek zorunda kaldık.
Onların gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Onun gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Yalnız gitmenize izin veremem.
Biz sadece senin gitmene izin veremeyiz.
Tom'un gitmesine izin veremedim.
Tom'un gitmesine izin vermeni tavsiye ediyorum.
Bizim gitmemize izin vermeni tavsiye ederim.
Onların gitmesine izin vermenizi tavsiye ederim.
Onun gitmesine izin vermenizi tavsiye ederim.
Onun gitmesine izin vermenizi tavsiye ederim.
korkulardan arınarak
Gitmemize izin verebilirdin.
Biz onların gitmesine izin veremeyiz.
Onun gitmesine izin veremeyiz.
Biz onun gitmesine izin veremeyiz.
Tom onun gitmesine izin vermesi için Mary'ye yalvardı.
Sanırım Tom'un gitmesine izin vermeliyim.
Oraya yalnız gitmene izin veremem.
Balığa gitmene izin vermeliydim.
Neden sadece gitmemize izin vermiyorsun?
Neden sadece onların gitmesine izin vermiyorsun?
Neden sadece gitmeme izin vermiyorsun?
Neden sadece onun gitmesine izin vermiyorsun?
Gerçekten Tom'un oraya kendi başına gitmesine izin verecek misin?
ön yargı ve varsayımlarınızdan arınmak;
Sonra nazikçe onu serbest bırakabiliriz.
Onun gitmesine izin veremedim.
Onun yalnız gitmesine izin veremem.
Onun yalnız gitmesine izin veremem.
Biz sadece onların gitmesine izin veremeyiz.
Biz sadece onun giymesine izin veremeyiz.
Biz sadece onun gitmesine izin veremeyiz.
Balığa gitmelerine izin vermeliydim.
Balığa gitmesine izin vermeliydim.
Polis Tom'u serbest bırakacağını söyledi.
Sakal bırakmaya karar verdim.
Sanırım Tom'un eve erken gitmesine izin vermelisin
Neden onların gitmesine izin vermiyorsun?
Neden onun gitmesine izin vermiyorsun?
Neden onun gitmesine izin vermiyorsun?
temelinde frenleri yumuşatmaktan bahsediyorum,
Bence sakal bırakmalısın.
Tom'un gitmesine izin veremeyiz.
O sakal uzatmayı düşündü ama vazgeçti.
Partiye gitmeyi ne kadar istediğini anlıyorum ama gitmene izin veremem.
Tom sakal bırakmayı düşündü ama bırakmamaya karar verdi.