Examples of using "Desconhecido" in a sentence and their turkish translations:
veya bulunup bulunmadığı bilinmiyordu daha
sebebi ise bilinmiyor
bilinmeyen bir bölgeye götürdü.
Bu binaların müteahhiti bilinmiyor.
- Otobüste bir yabancı benimle konuştu.
- Bir yabancı, otobüste benimle konuştu.
Bilinenler bilinmeyenlerden ayrılmalı.
- Yaralıların sayısı hâlâ bilinmemektedir.
- Yaralıların sayısı hala bilinmiyor.
Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.
Bilinmeyen bir hırsız, Fadıl'ı Kahire'deki evinde vurdu.
Kurbanların bilinmeyen sayısı moloz altında kalmış olabilir.
Fadıl, evinin önüne park etmiş yabancı bir araba gördü.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir.