Examples of using "Território" in a sentence and their turkish translations:
Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.
Köpek bölgesini işaretledi.
Burası benim, diye bağırıyor.
Bizim arazi devralınıyor.
yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.
bilinmeyen bir bölgeye götürdü.
Tehlikeli alana adım atıyorsun.
Onlar imparatorluğun topraklarını genişletti.
- Burası Tom'un mıntıkası.
- Burası Tom'un çöplüğü.
- Burası Tom'un bölgesi.
Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
Onların bölgesi nüfus için küçüktü.
Arazinin geri kalanı bana isteyerek teslim oldu
Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.
Şehrin en iyi bölgesi elindeyken niye gidesin ki?
Burası onun bölgesi ve hırlaması, "Uzak dur" anlamına geliyor.
Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
Bu nedenle kantonlar farklılıklarına özgü yasalar çıkarabiliyorlar.
1453 yılından beri Türk hakimiyetinde ve Türk topraklarında olan Ayasofya'yı önce bir tanıyalım
Savaşın sonunda, İsrail her şeyi kontrol etti Gazze dışında toprakları, hangi Mısır