Examples of using "Ele" in a sentence and their turkish translations:
- O dışarı gitti.
- O gitti.
Geldi, gördü ve kaybetti.
O koştu.
O onunla aynı fikirde.
- O nerededir?
- O nerede?
O, hayatta kalacak.
O geri gelecek.
Koşuyor.
O okuyor.
O onu tekmeledi.
Rüya görüyordu.
Yer.
O onu durdurdu.
O güldü.
- O, yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.
O anlayacak.
O ölecek mi?
- Kendini öldürdü.
- O, kendini öldürdü.
O kıskançtır.
- Seni koruyacak.
- Sizi koruyacak.
O yüzebilir.
O, borca girdi.
evet geldi yarasa ekti onu
Yav he he sen öyle san
- O sarhoş.
- O sarhoştur.
O çok çalışır.
O kaç tane istiyor?
Onu görmezden gel.
O şaşırmış.
O yürüyecek.
O yanlış cevap verdi.
- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.
O mutlu.
O Çince öğreniyor.
O, sabırlıydı.
Onu sevdi.
Kaçtı.
O hatalıydı.
O yalnız kaldı.
O iyi.
O intihar etti.
O bize öğüt verir.
O bunu yapabilir.
O, iyi konuşur.
O onu öptü.
O çok fazla yiyor.
O nerede yaşıyor?
Onun cesareti vardır.
O, okuyabilir.
O yakında gelecek.
O yalnızdı.
O doktor mu?
O antisosyal.
O cesurdu.
Bilseydi, bize anlatırdı.
O ağlarken ona sarıldı.
O, gitar çalar.
Çok uzağa gitti.
O aptaldır.
O bir tane sipariş etti.
O giyindi.
Geliyor.
O, Tahran'ı ziyaret etti.
O deli mi oldu?
O fakirdir.
O ona söyledi.
O onun zengin olup olmadığını sordu.
O, onları seviyor.
O sana güvendi.
O, onun hatalı olduğunu anladı.
O asla yalan söylemez.
O, gözlük taktı.
- O yiyor.
- O yemek yiyor.
O, karizmayı çizdirdi.
O su içer.
O gelirse, ona bu kağıdı ver.
Küçük bir çocukken çok yaramazdı.
diyordu
O dener.
O, telefonu kapattı.
O şekerleme yaptı.
O değişti.
O gülümsedi.
O, hızlandı.
O bunu hak etti.
O bir yalancı.
O gelecek.
O kötü kokuyor.
O istifa etti.
O eskiden içerdi.
Bu o.
Geldi.
- Şişmanladı.
- Kilo aldı.
O, eşya çalar.