Examples of using "Sua" in a sentence and their turkish translations:
- Tercihinizi yapın.
- Seçimini yap.
Suçlamanız saçma.
Karın gitti.
Kız kardeşine bluzünü ütületti.
Senin sağduyunu takdir ediyorum.
Onun fikrini paylaşıyorum.
Sıra sende.
Çantanızı açın.
Karın aradı.
Bileziğini sevdim.
- Düşüncene saygı duyuyorum.
- Görüşüne saygı duyuyorum.
Aileni takdir ediyoruz.
O senin annen mi?
Cevabınız doğru.
Okulunuz evinizden uzak mı?
Yatağını yap.
Sen kendi pisliğini temizle.
Dikkatin için teşekkür ederim.
Senin görüşlerine saygı duyuyorum.
Ailen kariyerinden önce gelmeli.
- Hamle sırası sende.
- Senin hamlen.
- Bizim sizin yardımınıza ihtiyacımız var.
- Yardımınıza ihtiyacımız var.
- Yardımına ihtiyacımız var.
Karın biliyor mu?
Mektubunu aldım.
- En sevdiğiniz şarkı hangisi?
- En sevdiğin şarkı hangisi?
Senin sıran, Tom.
Açıklaman için teşekkürler.
Şu bisiklet sizinki mi?
Sığır etin neydi?
Marie annesine yardım ediyor.
- Favori şarkın hangisidir?
- En sevdiğin şarkı ne?
- Kız kardeşin nasıl?
- Bacın nasıl?
Evini seviyorum.
Dilini biliyorum.
Önleminizi alın
Sorunu sor.
Biz onun önerisini kabul ettik.
Onlar sözlerini tutacaklardır.
Çantanızı alın.
Yardımına ihtiyacım var.
Gömleğini düğmele.
Zamanınız geldi.
Botlarını giy.
Sağlığına!
Bu sizin arkadaşınız.
Kızını getir.
Kılıcını çek.
İşte biran.
- Yardımınıza minnettarım.
- Yardımınız için minnettarız.
Ben onların onayını istedim.
Hayal gücünü kullan.
İçgüdünü kullan!
Okulun nerede?
Tom sırasını bekledi.
Senin hayal kırıklığını anlıyorum.
- O, onun sorusunu tekrarladı.
- Sorusunu tekrarladı.
Chris kılıcını salladı!
- O senin kız kardeşin mi?
- O, kız kardeşin mi?
Sempatin için sana teşekkür ederim.
- Evin güzel.
- Eviniz güzel.
Gömleğin nerede?
- Ben senin görüşünü istiyorum.
- Fikrinizi istiyorum.
Senin ne kadar uzun olduğunu ölçelim.
- Hayatın tehlikede.
- Hayatınız tehlikede.
Kravatın nerede?
Kapın kilitli değil.
Biz öfkeni anlıyoruz.
Annen burada mı?
Yemeğin soğuyor.
Spasyaliteniz nedir?
Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
Bu senin çantan mı?
Yardımınız için çok teşekkür ederim.
- O sadece sizin kuruntunuz.
- Bu sadece senin hayal gücün.
Yetki sizde, unuttunuz mu? Karar sizin.
Sıran gelinceye kadar bekle.
- Evin nerede?
- Eviniz nerede?
Makasını ödünç alabilir miyim?
Aslında senin hatan.
O, kızın hastalığından bahsetti.
O senin kız arkadaşın değil miydi?
Annen nasıl?
Ben endişeni anlıyorum.
Karın Almanca biliyor mu?
Onların kendi kültürleri var.
Tom, bu senin hatan değil.
Ben seninim.
Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.
İşte senin çantan.
Bu sizin anahtarınız.
- Sizin itibarınız önde gelir.
- Şöhretiniz sizden öndedir.
Yardımın için çok teşekkürler.