Translation of "Casas" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Casas" in a sentence and their turkish translations:

- O terremoto chacoalhou as casas.
- O terremoto sacudiu as casas.

Deprem evleri salladı.

As casas estão queimando.

Evler yanıyor.

Ele tem duas casas.

Onun iki evi var.

Tom construiu três casas.

Tom üç ev inşa etti.

Treze casas foram destruídas.

On üç ev yıkıldı.

Fiquem nas suas casas.

Evlerinizde kalın.

Essas casas são grandes.

Şu evler büyük.

Construímos cerca de 1500 casas.

Yaklaşık 1500 konut inşa edildi bile.

O incêndio destruiu 10 casas.

Yangın on evi yakıp kül etti.

Cupins estão destruindo as casas.

Tahta kuruları evleri yok ediyor.

Eu construo casas de pedra.

- Taş evler yapıyorum.
- Taştan evler inşa ediyorum.

Há algumas casas ao redor.

Etrafta birkaç ev var.

A bomba destruiu três casas.

Bomba üç evi yıktı.

O incêndio destruiu três casas.

Yangın üç evi imha etti.

Eles incendiaram casas e fazendas.

Evleri ve çiftlik binalarını kundakladılar.

Dez casas foram destruídas pelo fogo.

On ev yanıp kül oldu.

Viver em casas grandes é custoso.

Büyük evler yaşamak için pahalı.

Eles têm água em suas casas?

Onların evlerinde su var mı?

Os preços das casas estão caindo.

Ev fiyatları hızla düşüyor.

O construtor dessas casas é desconhecido.

Bu binaların müteahhiti bilinmiyor.

O policial visitou todas as casas.

Polis bütün evleri ziyaret etti.

Há muitas casas destruídas pelo terremoto.

Deprem tarafından yıkılan çok sayıda ev var.

Quantas casas há em tua rua?

Senin sokağında kaç tane ev var?

Os porões das casas provavelmente terão problemas.

Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir.

Várias casas foram levadas pela grande enchente.

Birkaç ev büyük sel tarafından sürüklendi.

Ofertamos casas pré-fabricadas de baixo custo.

Düşük maliyetli prefabrik evleri öneriyoruz.

Ela não sabe quem construiu essas casas.

O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.

Para cada duas casas há um carro.

- Her iki evden birinde araba var.
- Her iki haneden birinin arabası var.

As casas são muito caras na cidade.

Kasabada ki evler çok pahalı.

Aparecendo quase diariamente em casas, aldeias e escolas.

neredeyse her gün evlerde, köylerde ve okullarda görülüyorlar.

As casas pegaram fogo uma atrás da outra.

Evler birbiri ardına yandılar.

O Tom tem duas casas e um barco.

Tom'un iki evi ve bir teknesi var.

Às vezes visito as casas de meus amigos.

Ben bazen arkadaşlarımın evlerini ziyaret ederim.

As casas junto do rio são muito antigas.

Nehir boyunca evler çok eski.

E o mercado nunca dará casas aos pobres. Jamais.

Piyasa da yoksullara asla ev vermez. Asla.

Sentado em nossas casas aconchegantes por causa deste vírus

bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken

Aproximadamente 300 casas foram construídas aqui no ano passado.

Burada geçen yıl yaklaşık 300 tane ev inşa edildi.

Um grande número de casas foram danificadas no terremoto.

Çok sayıda ev depremde zarar gördü.

- Quem vive em casas de vidro não deveria jogar pedras.
- Aqueles que vivem em casas de vidro não devem atirar pedras.

Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.

casas de água arrastam carros e tudo o que encontram

su evleri arabaları ve bulunduğu her şeyi sürükleyerek götürüyor

As casas e os carros pareciam pequenas vistas do céu.

Evler ve arabalar gökyüzünden bakınca küçücük görünüyorlardı.

Há algumas casas de madeira grandes e velhas na cidade.

Kentte birkaç büyük ahşap eski ev vardı.

O caminho entre as duas casas está bloqueado pela neve.

İki ev arasındaki yol kar tarafından bloke edildi.

O incêndio consumiu quatro casas na zona leste da cidade.

Yangın kentin doğusundaki dört tane evi yakıp kül etti.

Ambas as casas do Congresso aprovaram a proposta de Jefferson.

Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.

As casas antigas foram demolidas para dar espaço a um supermercado.

Bir süpermarkete yer açmak için eski evler yıkıldı.

Não, as casas na minha aldeia não são altas, mas os jardins são grandes.

Hayır, köyümdeki evler yüksek değil ama bahçeler büyüktür.

Ele tirou fotos de todas as ruas do mundo e das casas de cada rua.

Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.

- Estas são duas casas juntas, certo? - Duplas, sim. Duplas, com chão, a parte modular por cima.

-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.

O aumento no preço das casas possibilitou que ele vendesse a sua casa por um preço vantajoso.

Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.