Translation of "Avanzare" in Turkish

Lei continuava ad avanzare.

Gelmeye devam etti.

è stato un continuo avanzare a tutta velocità,

bu her zaman son hızda ilerlemiştir,

La cavalleria non poteva avanzare più velocemente di un trotto.

Süvari bir süratliden daha hızlı ilerleyemezdi.

E di sostenere soluzioni e nuove regole che ci facciano avanzare.

ve bizi ileriye taşıyacak yaratıcı çözümlerin ve yeni kuralların zamanı.

Guidato dalla femmina più anziana, il branco fa avanzare i piccoli.

En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.

Kutuzov tuttavia riuscì ad avanzare frapponendosi tra i francesi e Kaluga.

Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.

Essa era una formazione più flessibile che permetteva al battaglione di avanzare rapidamente, sebbene

Bu, birliklerin daha esnek ve hızlı ilerlemesini sağlardı.