Examples of using "Tutta" in a sentence and their turkish translations:
Hepsi senin hatan.
Bütün bu güzel şeylere bak.
Hepsini ona ver.
O, elmanın hepsini yedi.
Bütün elmayı yedim.
O, bütün hikayeyi uydurdu.
Dikkatle dinliyorum.
Onun hepsini okudun mu?
Bütün bu eşya nedir?
Bütün pastayı yiyecek mi?
Tüm müziklerden nefret ediyorum.
Tom bütün gece çalıştı.
Tom bütün gece boyunca bağırdı.
kızgınlık
Hepsinin gerçeğini.
Tam yol ileri!
- Tom, bütün gece ağladı.
- Tom bütün gece ağladı.
Onlar bütün gece dans ettiler.
Hepsini bana ver.
Neredeyse Atlanta'nın tamamı yıkıldı.
- Bütün gece uyanık mıydın?
- Bütün gece ayakta mıydın?
Ben bütün gece yokum.
Bütün gece ağladım.
Ben tüm ailemi kaybettim.
Bütün sınıf testi geçti.
Bütün gece boyunca düzüştüler.
- Ben bütün gece boyunca ağladım.
- Bütün gece ağladım.
Bütün gece burada kalmak ister misin?
Bu malzemeyi nereden aldın?
Hepsi senin hayalindi.
Tüm evi aradın mı?
Tamamen seninim.
- Ben bütün gece çalıştım.
- Bütün gece çalıştım.
Oda tamamen darmadağınıktı.
Tom yaz boyunca çok çalıştı.
Bütün gün bekleyemeyiz.
Bütün gün bekleyemem.
Bütün gece içtik.
Yepyeni bir bisikletim var.
O aceleyle kaçıyordu.
Onların hepsi itibarını kaybetti.
Biz bütün alanı kontrol ediyoruz.
Tüm gerçeği bilmiyorum.
Bütün günü onlarla geçirdim.
Umarım bütün gece kar yağar.
Bütün günü kütüphanede geçirdim.
Tom tüm günü internette geçirdi.
bütün insanlığın atası olarak görmek.
Hepsi benim hatam.
O, bütün gece çalışır.
Ben hikayenin tamamını biliyorum.
Tam hızda yol alın!
- Ana fikir bu.
- Olayın özü bu.
O, tüm düşünceydi.
Bu pek modadır.
Bunun hepsi çöp.
Hepsi bizim suçumuz.
Bütün acelemiz boşunaydı.
Acele et! Çok zamanım yok.
Ona bunun hepsinin senin hatan olduğunu söyle.
Ona bunun hepsinin senin hatan olduğunu söyle.
Bütün sabahtır seni bekliyorum.
- Bunun hepsi bir yanlış anlamaydı.
- Bu tamamen bir yanlış anlaşılmaydı.
Bütün hayatım boyunca onları tanırım.
Bütün gece yağmur yağdı.
Can kulağıyla dinliyorum.
Hepsini yaptım.
Bütün akşam burada olacağım.
Onlar bütün gece boyunca seviştiler.
Bütün sabah çalışmaya devam ettim.
Bütün hafta buradayım.
Sen Mary'ye bütün hikayeyi anlattın.
Koca adada sadece tek dükkan var.
Bana bütün gerçeği söylemiyorsun.
Köpekler bütün gece havladılar.
Tom bütün eşyamı götürdü.
Tom bütün akşam içki içti.
Bütün sabah burada olacağım.
Bütün hafta burada olacağım.
Ben bütün İspanya'yı dolaştım.
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
Jessica bütün suçu üstüne aldı.
Bütün hafta seninle irtibat kurmaya çalışıyoruz.
Ben bütün gece çalışmaya alışkınım.
Geçen hafta hep buradaydım.
ve bunların hepsi emilime uğramaz
hapsedilme başlamadan
- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.
Köpek bütün gece havlamaya devam etti.
Ben bütün gece boyunca ağladım.
Hepsi benim hatamdı.
O tümüyle siyah giyindi.
Bütün hikaye nedir?
Bütün gece kar yağıyordu.
Ben bütün hikayeyi biliyorum.