Examples of using "Fondre" in a sentence and their turkish translations:
Bırakalım erisin
- O, kalbini eritti.
- O, kalbini yumuşattı.
Bu buz küpleri kısa sürede eriyecek.
bizim demir dağı eritip
Kar rahatlatmaya başladı.
yüzyılın sonunda eriyebileceğini söylüyordu.
Buzulların eridiğini izledikçe
Tuz, buzu daha çabuk eritir.
Evet, buzullar eriyor.
Buz küpünü eritmek istiyorsanız, ıslatmanız gerekir,
dış yüzeyindeki buzul erimeye başlıyor
Tuz kar eritmek için kullanılır.
Buzdolabından çıkarırsan çikolata erir.
demir dağı eriterek o dağın içerisinden
Buz eriyor.
ve karın aksine yağmur buzu eritir
Buz tabakası eriyor.
Gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı.
Buz tabakası eriyor.
4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.
- Jiro, daha önce birinin önünde hiç ağlamadı, yüksek sesle ağlamaya başladı.
- Daha önce başkasının önünde hiç ağlamayan Jiro haykırmaya başladı.